İsrail terör devleti 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridini çocuk, kadın, yaşlı demeden bombalıyor.
Bombalama sonucu ölenlerin sayısının 11 bine yaklaştığını ve bu ölenlerin yarısından fazlasının yaşlı, çocuk ve kadın olduğunu ifade ediliyor.
Katliamlarda kullanılan fosfor bombası gibi bazı mühimmatların savaş suçu olduğu söylenmekte.
Her saat ölümlerin artığına bütün dünya eli kolu bağlı olarak sadece seyirci.
Siz bu satırları okuduğunuz saatlerde kim bilir daha kaç masum insan canice katledilmiş olacak.
Bizler; İlahi adalete inanıyoruz,
Biliyor ve görüyoruz ki...
Allah yarına bırakır ama kimsenin yanına bırakmaz ve bırakmayacaktır…
Katledilen her masum insanın günahı ve vebali gelecekte Siyonist canilerin kâbusu olacaktır.
Siyonistler bunun farkında olmalılar ki Tel Aviv ve diğer şehirlerdeki parklarda ve bahçelerde piknik yaparken bile korkularından silahla geziniyorlar.
Eminim ki evlerinde belki tuvaletlerinde bile bu korku ile yaşıyorlar ve yaşayacaklar tabi buna yaşamak denirse.
Vahşetten yaralı veya sağ kurtulan her Filistin’li Gazze’li çocuk büyüdüğünde elbette yaşadıklarını istese bile unutmayacak.
Yaşadıkları travmaları atlatmaları belki onlarca yıl sürecek…
Hiçbirinin hayatı artık eskisi gibi olmayacak.
Haklı olarak gözlerinin önünde kaybettikleri annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, arkadaşlarının, komşularının ve diğer masumların intikamı ile büyüyecekler ve günü gelinceyaşadıkları zulmün hesabını soracaklar.
Ne acıdır ki yaşanan katliamlar birçok ülke tarafından meşru müdafaa olarak görülüyor.
Oysa bunun 60-70 yıldır süre gelen bir işgal politikasının parçası olduğu en başından belli.
Birleşmiş Milletler'in kayıtlarına göre dünya üzerinde toplamda irili ufaklı 206 ülke yer almakta.
En acı olanı dünya üzerindeki bu 206 ülkeden sadece Türkiye, Ürdün, Bolivya, Şili, Katar, İran, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Kuveyt,Birleşik Arap Emirlikleri gibi iki elin parmaklarını geçmeyen ülke yöneticilerinin ara ara bu yaşanan katliamlar karşısında seslerini yükseltmeleridir.
Sadece bu ülkeler İsrail ile diplomatik ilişkilerini gözden geçirmekte Filistin'in bağımsızlığı ve egemenliği için siyasi ve diplomatik destek vermeye çalışmakta, Filistin halkına insani yardımda bulunmaya çalışmaktalar.
Öyle bir yol ayrımındayız ki yeni bir dünya için artık “Mazlumların sesi zalimlerin sesindendaha gür çıkmalı…”
Ve Hz. Ali (Radıyallahü anh)’ın "Zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır..." sözü ile teselli buluyoruz.
Kahrolsun İtrail .