Ülke vatandaşları olarak Gazze hassasiyetimiz bu kadar azken devletimizden bir savaşa girmesini beklemek, ekonominin batması ve ülkede kaos çıkması demektir. Vatandaşlarımızda Gazze hassasiyeti Yemen’deki gibi yüksek olsaydı elbette devletimiz de ona göre bir reaksiyon alırdı.
Böyle birşey olduğunda, ülkemiz bir savaşa girdiğinde, ekonomi çökeceğinden ve savaştan ötürü milyonlarca kişi “Bizi ne hakla savaşa soktunuz” deyip sokaklara dökülür, meclisteki milletvekilleri vatana ihanetle bile yargılanabilir.
Kaldı ki savaşa girilmesi demek dünya savaşı demek olur ki, düşmanların nükleer gücü varken, ülkemiz ve dost sair ülkelerin bu nükleer güce karşı koyacak silahları olmaması da ayrıca değerlendirilmesi ve temkinli yaklaşılması gereken bir husustur. Zaten devletimiz de bu önemli hususu çok iyi bilmektedir.
Şu an bizim Gazze için yapabileceğimiz en büyük destek yürüyüşler, mitingler, maddi yardım ve boykot iledir. *Biz vatandaşlar ve STK’lar olarak elbette ki Gazze hususunda muhalefetimizi sertleştireceğiz ama aynı zamanda mevcut siyasi dinamikleri bilerek de eleştirilerimizi hakkaniyetli yapacağız.* Herkes bizimle aynı duyarlılıkta ve aynı hassasiyette değil. Bunu gözetmeden devletimize yönelik ağır haksız eleştiriler yapılmaması gerektiği kanısındayım.
Dr. Özgür AYDIN