İlimizde de durum aynı.Yıllardan beri biri Barış ve Demokrasi Partisi ve onun paralelindeki vatandaşların coşkuyla katıldığı adeta düğün havası içerisinde geçen Nevruz kutlamaları diğeri ise, resmi Nevruz Bayramı kutlama törenleri.
Bu yılda böyle oldu. Barış ve Demokrasi Partisi ile bazı sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği Nevruz Bayramı kutlama etkinliği hafta içinde Barış Mahallesinde bulunan Nevruz alanında kutlandı. On binlerce insan bu kutlamalara katıldı. Şarkılar, türküler söylendi. Yer dar olmasına rağmen hep birlikte halaylar çekildi.
Diğeri ise cuma günü valiliğin önünde yapılan resmi kutlama. Buradaki kutlamalarda kamu kurum ve kuruluş müdürleri ile öğrenciler ağırlıktaydı. Sivil halktan çok az sayıda insan vardı. Burada da türküler söylendi, halaylar çekildi. Demir dövüldü, ateşin üzerinden atlanıldı. Nevruz yemeği yenildi.
Benim burada asıl değinmek istediğim nokta artık, iki kutlamaya ne zaman son vereceğimizdir? Sanırım bunun zamanı geldi.
Yıllar önce 1994 yılında dönemin valisi Nuri Okutan, bu konuda bir girişim yapmış ve Barış Mahallesindeki kutlamalara katılmayı planlamıştı. Ancak ö dönemdeki konjonktür buna elvermemiş ve bu girişim yapılamamıştı.
Aradan yıllar geçti. Daha düne kadar söylenmesi, kanuni olarak yasak olan ve toplum içerisinde adeta tabu olan bir çok deyim, bir çok tanım, bu gün rahatlıkla kullanılabiliyor. Daha düne kadar ayırımcılığın bir göstergesi olarak görülen bir çok talep, bu gün gayet doğal kabul ediliyor ve hoş karşılanıyor. Hatta bunların bir bölümü verildi ve verilmeye de devam ediliyor.Devam eden çözüm süreci ile birlikte bu hoşgörü daha da artacak.
Bu nedenle çok yakın bir zamanda, valisinden sade vatandaşına kadar hepimizin tek nevruz kutlaması yapacağımıza inanıyorum. Olması gerekende bu zaten.