DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “sosyal medya hesaplarından yarın başlayacak yeni eğitim-öğretim yılını değerlendirdiği bir video yayınladı.
Sözlerine ekonomik krizin çocuklar ve gençler üzerindeki etkileriyle başlayan Babacan, “İşte bunun için ‘fırsat eşitliği’ diyoruz” diyerek şu açıklamalarda bulundu:
"Yoksulluk derinleştikçe, çocuklarımızın mağduriyeti artıyor"
“İyi bir eğitim, çocuklarımızın ve gençlerimizin hakkıdır diyoruz. Gelir seviyesi ne olursa olsun, kaliteli eğitime her evladımız ulaşabilmeli, diyoruz.
Son yıllarda fiyatlara gelen yüksek zamlar ve yüksek enflasyon sebebiyle milyonlarca aile çocuklarının temel eğitim masraflarını karşılayamıyor. Yoksulluk derinleştikçe çocuklarımızın mağduriyeti artıyor.
Ekonomik kriz ortamı en sert çocuklarımızı ve gençlerimizi etkiliyor. Cumhuriyetin 100. Yılında asgari ücret açlık sınırının bile altında kaldı. Yeterince beslenemeyen çocuklarımızın okulda başarılı olmasını nasıl bekleyeceğiz?
Açlık sınırının altında geliri olan ailelerimizin, çocuklarının okul masraflarını karşılamalarını nasıl bekleyeceğiz?”
"Gençlerimiz, beceri ölçümlerinde diğer ülkelerin çok altında"
Sözlerine, “İktidarların eğitime bakışı ‘kendi neslini yaratma projesi’ olmaktan kurtulamadı maalesef” diyerek devam eden Babacan şunları söyledi: “Eğitim pek çok dönemde dar bir siyasi veya ideolojik bakışın alanına hapsoldu. Bunun en kötü sonucu da niteliksiz eğitim oldu.
OECD PISA test sonuçları bu acı gerçeği ortaya koyuyor. Bizim gençlerimiz beceri ölçümlerinde diğer ülkelerin çok altında kalıyor. Çünkü gençlerimize imkân verilmiyor, fırsat verilmiyor.
Gençlerimiz, dünyadaki akranlarından çok daha zor şartlarda ve çok daha sınırlı imkanlarla okumak zorunda kalıyor."
Babacan'dan 10 maddede daha nitelikli bir eğitim için öneriler
“Biz temel ihtiyaçlarını çözmüş, eğitimde fırsat eşitliği sunan bir Türkiye hayaliyle yola çıktık” diyen Babacan, videonun son bölümünde daha nitelikli bir eğitim için önerilerini 10 maddede sıraladı:
“Okullarda 3 yaşından itibaren örgün eğitim için imkân sağlanmalıdır.
Sistem ve müfredat yeniden ele alınmalıdır.
Gençlerimiz sorgulayabilmeli, şüphe duyabilmeli, eleştirel düşünebilmelidir.
‘Öğrenmeyi öğrenme’ ve ‘hayat boyu öğrenim’ esas olmalıdır.
Erken yaşlarda algoritmik düşünme ve kodlama becerileri geliştirilmelidir.
Dil becerileri ana sınıfından başlayan ve eğitim süresince sürekli geliştirilen bir konu olmalıdır.
Müfredatta esneklik olmalı, daha çok tercihli ders sunulmalıdır.
Öğrencilerin sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimi de en az diğer alanlar kadar desteklenmelidir.
Özellikle kız çocuklarının eğitim hayatı boyunca karşılaştığı ayrımcılık ve eşitsizlikle mücadele edilmelidir.
Öğretmenlik mesleğinin itibarı yükseltilmeli, meslek içi eğitimle, ölçme ve değerlendirme ile desteklenmelidir.”