Siirt Diyaliz Merkezinde, 60 böbrek hastası bulunan ve sayının bezen yüzlere çıktığı diyaliz merkezinde, onlarca kişi organ nakli için sıra bekliyor.
"Siirt'te 60'a yakın diyaliz hastası var"
Siirt Diyaliz Merkezi Uzman Doktoru Mehtap Şekerci, en büyük sıkıntılarının organ bağışının yapılmaması olduğunu söyledi.
Diyaliz hastalarının tükettiği yemeğe ve suya dikkat etmesi gerektiğini belirten Şekerci, "Suriye'den bile hastalarımız var, Siirt ve ilçelerinde diyaliz hastaları bulunuyor. Yaklaşık 60'a yakın hastamız var. Bu sayı bazen 70'e 100'e kadar da çıkabiliyor. Hastalarımız iki guruba ayrılıyor. Genelde hastaların beslenmeyle ilgili problemleri oluyor, onlar çok yemek ve su içmek istiyor, bizde onlara her şeyden yiyin ama tuzlu yemek az ye diyoruz. Ama bizim insanımız bir şey kısıtlayınca tepesine biner ve daha fazlasını ister.
Özellikle diyabetik hastalara bol bol su için böbrek bozulmasın deriz; içmez sonra diyaliz hastası olduktan sonra su içme deriz bu sefer de içerler. Biz hem kanı temizliyoruz, börek çalışmıyor dışarıya idrar çıkışları yok dışarı çıkamayınca sıvıyı çekçek zorunda kalıyoruz, yani böreğin yapamadığı işi biz yapıyoruz." dedi.
"Organ nakli konusunda prosedürler var"
Organ bağışı konuşunda halkın daha duyarlı olmasını isteyen Şekerci, "Organ bağışı bizim çok önem verdiğimiz bir konu ama bizim ülkemizde çok prosedür var, siz hayatta iken organ bağışı için başvurup kartınızı alsanız bile beyin ölümü gerçekleştiği anda ailenizin izni olmadan organ bağışı yapılamıyor. Yanlış değilsem İspanya bu konuda çok iyi beyin ölümü gerçekleşen hasta artık devletin malıdır ve onu alıp istediği gibi kullanır. Ama bizim burada makinaya bağlı, hasta iki üç gün sonra ölecek. Bunu kabullenme süreci sancılı aileye de saygı duymak lazım çünkü kaybettiği bir can var. Organ nakli konusunda prosedürler var herkes gidip belirli bir bölgede kaydını yaptırır. Eskiden bölge bölgeydi şimdi genel diye biliyorum sırası geleni çağırıyorlar." ifadelerini kullandı.
"Şu an en büyük sıkıntı organ bulunamaması"
Şu anki en büyük sıkıntının organ bağışının olmaması olduğunu söyleyen Şekerci, "Siirt'in şöyle bir problemi var eskiden Ankara, İzmir'e ulaşımı sorun oluyordu, 5 saat içinde nakil olması lazım o saatte oraya gitmesi zor oluyordu, böyle olunca başka bir hasta alıyorlardı. Şimdi Diyarbakır'da, Adana'da nakil olabiliyor. Şu an en büyük sıkıntı organ bulunamaması ve şu anda en büyük nakilde canlılardan yapılan nakille, mesela abiniz, ablanız, yakın akrabalarınız veriyor. O da kuruldan geçiyor, eğer akrabanız değişe ve aranızda maddi bir çıkar olmadığına kanaat getirilirse kurul kabul ediyor. Benim şu anda Baykan'da iki hastamda var organ nakline gitti ve ikisi şu an rahat tabi siz nakledilen organa bakmadığınız zaman ret olabiliyor, iyi bir analiz gerekiyor." şeklinde konuştu.
Diyaliz hastaları da haftanın 3 günü diyaliz makinasına bağlanmak zorunda kaldıklarını ve bağlandıkları süre içerisinde çok acı çektiklerini dile getirdiler. Diyaliz hastaları, organ bağışı konusunda vatandaşlardan daha duyarlı olmalarını istediler.
Böbrek yetmezliği hastalığının insanın bütün hayatını etkilediğini söyleyen diyaliz hastası Yener Özaydın, hastalığı nedeniyle hayatı kısıtlı bir şekilde yaşamak zorunda kaldığını söyledi.
Özaydın, "İki yıldır diyaliz hastasıyım, 6 aydır tedavi görüyorum. Diyaliz hastalığı genelde çok sıkıntılı bir hastalıktır dışarıdan göründüğü gibi basit değil. Diyalize girdikten sonra epey bir ağrımız oluyor genelde kas ağrıları yaşıyoruz. Gün boyunca vücudumuzu toparlayamıyoruz. Evliyim 2 çocuğum var ailem psikolojik olarak benden daha fazla etkileniyorlar, beni bu şekilde gördükleri için çok üzülüyorlar, fazla belli ettirmemeye çalışıyorlar ama neticede bir hastalık haftanın 3 günü diyalize bağlı olduğumuz için ne kadar sosyal hayata adapte olamaya çalışsak da başarılı olamıyoruz. Geriye kalan günlerde hayatı kısıtlı bir şekilde yaşamak zorundasınız." diye konuştu
"Öksürük şikayetiyle gittim, diyaliz hastası olduğumu öğrendim"
Öksürük şikayetiyle hastaneye gittiğini, hastanede diyaliz hastası olduğunu öğrendiğini söyleyen Murat Evin, "İlk hastalık belirtileri öksürükle başladı. İlk başlarda umursamadım ve bende bitkinlik başladı. Hastaneye gittim, dâhiliye uzmanına gözüktüm ben doktora öksürük şikâyetiyle gittim, hemşireden benden kan alınmasını istedi hemşire kanımın pıhtılaşmasından dolayı kan alamadı. Doktorda benden ultrason istedi ve iki böbreğimin yüzde 10 çalıştığı anlaşıldı.
Doktor bana 'seni diyalize alacağız' deyince bende ona diyaliz nedir dedim ilk defa diyalizi duymuştum, ondan sonra Diyarbakır'a gittim ilk diyalize Diyarbakır Fakültesinde girdim ve biraz rahatladım. Bir aya yakın hastanede kaldım. Bana dediler fistül açacağız ben izin vermedim ve İstanbul'a gittim ve 3-4 ay kaldım orada fistül açıldıktan sonra Siirt'te geldim nakil için uğraşmaya başladım. Babam ve amcamla beraber Irak'a gittik. Orada 3-4 ay kaldık ama bana en fazla yüzde 20 uyan böbrek bulabildik eğer yüzde 50 bulabilseydim nakil olacaktım. Nakil olamadığım için Siirt'e geri döndüm ve diyalize bağlandım halimi görüyorsunuz haftanın 3 günü diyalize giriyorum ve tam 4 saat sürüyor." dedi.
"Eşimin kan gurubu bana uymadığı için bana böbreğini veremiyor"
Organ bağışı konusunda vatandaşların daha duyarlı olmasını isteyen Evin, "Güneydoğu'da organ bağışı yapılmıyor, organ bağışı yapılsa hiçbir sıkıntı olmaz. İnsanın iki böbreği çalışmıyor sadece bir tanesi çalışıyor. Organ bağışı yapılsa benim gibi birçok insan bu hastalıktan kurtulacak ben bunu istiyorum. Güneydoğu bölgesi bu konuda çok geri kaldı. Batı organ bağışında bizler den çok daha ileride. Çektiğimiz bazı sıkıntılar var tahliller bize çok eziyet veriyor, bazı arkadaşlarımız, çektikleri sıkıntı yüzünden kadavrada kendini yazdırmıyor.
Ben Siirt'te oturuyorum Diyarbakır'a gittiğim zaman her tahlil için bana gün veriliyor, ben sürekli gidip gelemem ki bir haftada bütün tahlillerimi yapsalar dosyamı açıp sıraya koysaydı daha güzel olurdu. Mesela benim eşimin kan gurubu bana uymadığı için bana böbreğini veremiyor. Ama başkasının eşi bana verebilir benim eşimde başkasına verebilir. Fakülte ve Araştırma Hastanelerinde bu takas yapılabilir fakat yapılmıyor. Sadece özel hastaneler yapıyor.
Biz istiyoruz ki devlete bağlı hastaneler bu imkânı bize sağlasın, eşim bunu istiyor ben hepatit c hastalığım vardı tedavi oldum hastalığım geçti artık nakil olabilirim ben bunu istiyorum beni bulmak isteyene telefon numaramı da verebilirim. Benim eşim ile onun eşi arasında yâda başka akrabasıyla böbrek takası yapılabilir biz böyle bir şeye hazırız." ifadelerini kullandı.
KAYNAK:(Murat Orhan-İLKHA)
Merhaba, günümüzde böbrek bağışçısı olmaya hazır olduğunuzu biliyorsanız (tüm seyahat masraflarıyla birlikte 450.000 dolarlık ödeme yaparsanız), acilen böbrek bağışçısıyla sadece 19 kişiye ihtiyacımız olduğu için böbreğimi acilen hastanemize satarsınız.
sadece sağlıklı% 100 kişilere uygundur.
Doktorunuza talebinizi yazın: [email protected] derhal sizinle iletişime geçileceksiniz
Not: ameliyat için seyahat etmeye hazır olmalısınız ve yalnızca sağlıklı kişiler
Dr Robson.
[email protected]