Siirt Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Ali Aşkar, son dönemde psikiyatri servisine gelen hasta sayısında artış olduğunu, son günlerde ülkemizin özellikle güneydoğu kesiminde ruhsal travmada artış olduğuna dikkat çekti.
Aşkara yaptığı açıklamada, “Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkilere ruhsal travma diyoruz. İnsan hayatında sıkıntı ve üzüntü yaratan pek çok olay olur, ancak bunların tümü ruhsal travma yaratmaz. Ruhsal sorunlara yol açtığı bilinen travma türleri olarak; doğal afetler, insan eliyle yapılan travmalar (savaş, işkence, tecavüz), kazalar ve beklenmedik ölümler sayılabilir.
Ruhsal travmaya yol açan savaş-çatışma ortamı ve beklenmedik ölümler gibi travma türlerinin son günlerde ülkemizin özellikle güneydoğu kesiminde arttığını biliyoruz. Bu travmalara maruz kalan/ kalma olasılığı yüksek olan asker ve polis gibi meslek grupları ve yakınları başta olmak üzere bölge halkının psikiyatri polikliniğine başvuru oranlarının arttığını söyleyebiliriz.
Bu kişiler çoğunlukla ruhsal travmalardan sonra en sık rastlanan iki tablo olan “Depresyon” ve “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tanısını almaktalar. Depresyon ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu, kişiye ve ailesine büyük sıkıntı veren, ancak tedavi edilebilen hastalıklardır.
Bu sorunların hem psikolojik açıdan hem de ilaçla başarılı biçimde tedavisi mümkündür. Bir taraftan da travmaya maruz kalmış birçok yaşadıklarının bir ruhsal rahatsızlık olduğunu ve sorunların tedavi edilebileceğini bilmediklerinden tedaviye başvurmuyor olabilir. İyileşme önündeki en temel engeller olan; yardım aramaya çekinme, umutsuzluk, olayı hatırlamaktan kaçınma aynı zamanda hastalığın da belirtileridir. Bu sorunların farkına varıp, yardım aramak sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır” dedi.
Aşkara yaptığı açıklamada, “Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkilere ruhsal travma diyoruz. İnsan hayatında sıkıntı ve üzüntü yaratan pek çok olay olur, ancak bunların tümü ruhsal travma yaratmaz. Ruhsal sorunlara yol açtığı bilinen travma türleri olarak; doğal afetler, insan eliyle yapılan travmalar (savaş, işkence, tecavüz), kazalar ve beklenmedik ölümler sayılabilir.
Ruhsal travmaya yol açan savaş-çatışma ortamı ve beklenmedik ölümler gibi travma türlerinin son günlerde ülkemizin özellikle güneydoğu kesiminde arttığını biliyoruz. Bu travmalara maruz kalan/ kalma olasılığı yüksek olan asker ve polis gibi meslek grupları ve yakınları başta olmak üzere bölge halkının psikiyatri polikliniğine başvuru oranlarının arttığını söyleyebiliriz.
Bu kişiler çoğunlukla ruhsal travmalardan sonra en sık rastlanan iki tablo olan “Depresyon” ve “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tanısını almaktalar. Depresyon ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu, kişiye ve ailesine büyük sıkıntı veren, ancak tedavi edilebilen hastalıklardır.
Bu sorunların hem psikolojik açıdan hem de ilaçla başarılı biçimde tedavisi mümkündür. Bir taraftan da travmaya maruz kalmış birçok yaşadıklarının bir ruhsal rahatsızlık olduğunu ve sorunların tedavi edilebileceğini bilmediklerinden tedaviye başvurmuyor olabilir. İyileşme önündeki en temel engeller olan; yardım aramaya çekinme, umutsuzluk, olayı hatırlamaktan kaçınma aynı zamanda hastalığın da belirtileridir. Bu sorunların farkına varıp, yardım aramak sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır” dedi.
