Siirt Halk Sağlığı Müdürü Dr. Bahadır Özdemir, '1-7 Ağustos Dünya Anne Sütüyle Beslenme Haftası' ile ilgili değerlendirmede bulunarak, bebeklerin ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü ile beslenmesi gerektiğini söyledi.
Anne sütünün doğumdan itibaren altı ay sonuna kadar olan dönemde, bebeğin tüm besinsel gereksinimlerine tek başına cevap verebilen mükemmel içeriğe sahip, yaşayan, doğal bir gıda olduğunu belirten Özdemir, "Bebek uygun teknik, sıklık ve sürede emzirilmeli ve ilk altı ayda tıbben gerekli olmadıkça bebeğe anne sütü dışında hiçbir ek gıda verilmemelidir.
Altı aydan sonra uygun şekilde başlanan ek gıdalarla birlikte emzirmeye iki yaşın sonuna kadar devam edilmelidir." dedi. Kolostrumun, doğumdan sonra salgılanan ilk süt olduğunu, 3-5 gün devam ettiğini, miktarının az olmasına karşın bebeğin tüm gereksinimlerini karşıladığını ve enfeksiyonlardan korunduğunu belirten Dr. Özdemir, "Anne sütünün içeriği doğum sonrasında, bebeğin ihtiyaçlarına göre değişkenlikler gösterir. Örneğin zamanında doğum yapan ile zamanından önce doğum yapan annelerin sütleri birbirinden farklıdır. Ayrıca bebek büyüdükçe anne sütünün de içeriği farklılaşır.
Bu değişkenlik büyümekte olan bebeğin artan ve değişen gereksinimlerini tam olarak karşılar. Annenin ürettiği süt miktarının annenin kilosu ya da meme büyüklüğü ile ilgisi yoktur." diye vurguladı. "Anne sütü her zaman ılık, taze, temiz, ekonomik ve kullanıma hazırdır"
Anne sütünün kalitesini ve miktarını artırmaya yönelik yapılan girişimlerin gereksiz olduğunu ve annenin bol sıvı alarak dengeli ve yeterli beslenmesinin yeterli olduğunu vurgulayan Dr. Özdemir, "Anne sütü, bebekte hem güven duygusu yaratarak hem de endorfin salgısını artırarak ağrı kesici ve ağlama miktarını azaltıcı etki gösterir. Anne ile bebek arasında derin bir duygusal bağ oluşturur. Emziren annelerin bebeklerini terk etme, şiddet uygulama gibi olumsuz davranışları, emzirmeyen annelere göre çok daha az görülür." ifadelerini kullandı. "Yeryüzünde hiçbir yiyecek ya da içecek anne sütünün yerini tutamaz".
Son olarak Dr. Özdemir, "Bugün için ülkemiz nüfusunun yüzde 15'i beş yaş altı çocuklardan oluşmakta, bu çocukların 63 bini önlenebilir hastalıklardan kaybedilmekte ve bunların da 50 bini bir yaş altı çocuklardan oluşmaktadır. Anne sütü verilmesini destekleyen çalışmalar sayesinde pek çok çocuğun hayatı kurtarılmaktadır. Yeryüzünde hiçbir yiyecek ya da içecek anne sütünün yerini tutamaz." diye kaydetti.
Anne sütünün doğumdan itibaren altı ay sonuna kadar olan dönemde, bebeğin tüm besinsel gereksinimlerine tek başına cevap verebilen mükemmel içeriğe sahip, yaşayan, doğal bir gıda olduğunu belirten Özdemir, "Bebek uygun teknik, sıklık ve sürede emzirilmeli ve ilk altı ayda tıbben gerekli olmadıkça bebeğe anne sütü dışında hiçbir ek gıda verilmemelidir.
Altı aydan sonra uygun şekilde başlanan ek gıdalarla birlikte emzirmeye iki yaşın sonuna kadar devam edilmelidir." dedi. Kolostrumun, doğumdan sonra salgılanan ilk süt olduğunu, 3-5 gün devam ettiğini, miktarının az olmasına karşın bebeğin tüm gereksinimlerini karşıladığını ve enfeksiyonlardan korunduğunu belirten Dr. Özdemir, "Anne sütünün içeriği doğum sonrasında, bebeğin ihtiyaçlarına göre değişkenlikler gösterir. Örneğin zamanında doğum yapan ile zamanından önce doğum yapan annelerin sütleri birbirinden farklıdır. Ayrıca bebek büyüdükçe anne sütünün de içeriği farklılaşır.
Bu değişkenlik büyümekte olan bebeğin artan ve değişen gereksinimlerini tam olarak karşılar. Annenin ürettiği süt miktarının annenin kilosu ya da meme büyüklüğü ile ilgisi yoktur." diye vurguladı. "Anne sütü her zaman ılık, taze, temiz, ekonomik ve kullanıma hazırdır"
Anne sütünün kalitesini ve miktarını artırmaya yönelik yapılan girişimlerin gereksiz olduğunu ve annenin bol sıvı alarak dengeli ve yeterli beslenmesinin yeterli olduğunu vurgulayan Dr. Özdemir, "Anne sütü, bebekte hem güven duygusu yaratarak hem de endorfin salgısını artırarak ağrı kesici ve ağlama miktarını azaltıcı etki gösterir. Anne ile bebek arasında derin bir duygusal bağ oluşturur. Emziren annelerin bebeklerini terk etme, şiddet uygulama gibi olumsuz davranışları, emzirmeyen annelere göre çok daha az görülür." ifadelerini kullandı. "Yeryüzünde hiçbir yiyecek ya da içecek anne sütünün yerini tutamaz".
Son olarak Dr. Özdemir, "Bugün için ülkemiz nüfusunun yüzde 15'i beş yaş altı çocuklardan oluşmakta, bu çocukların 63 bini önlenebilir hastalıklardan kaybedilmekte ve bunların da 50 bini bir yaş altı çocuklardan oluşmaktadır. Anne sütü verilmesini destekleyen çalışmalar sayesinde pek çok çocuğun hayatı kurtarılmaktadır. Yeryüzünde hiçbir yiyecek ya da içecek anne sütünün yerini tutamaz." diye kaydetti.