Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin, çocukları domuz gribinden korumak için hijyene önem verilmesi gerektiğine dikkat çekerek alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
H1N1 virüsü olarak bilinen domuz gribinden koruma yöntemleri hakkında tavsiyelerde bulunan Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin, hijyenin önemine dikkat çekti.
Domuz gribi vakalarına Türkiye’nin birçok yerinde rastlanıldığını hatırlatan Dr.Aytekin, 40 dereceyi bulan ateş, halsizlik, kırgınlık, kas ağrıları, vücut ağrısı ve iştahsızlığın domuz gribi belirtileri olduğunu söyledi.
Hastalıktan korunmak için hijyene dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin,, “Çocukları virüsten korumak için kapalı ortamlarda, kalabalık olan yerlerde bulundurmamak gerekiyor. Şayet çocuklar böyle bir ortamda bulundurulursa ortamın iyi havalandırılması gerekiyor.
Özellikle korumada esas faktör hijyendir. Özellikle hapşırırken ve öksürürken ortama yayılan virüslerde sadece kendimizi korumak için değil diğer çocukları da korumak için elimizi bir bariyer olarak kullanmalıyız daha sonra ellerimizi yıkamalıyız. Çocuklar kreşte veya okulda başka arkadaşlarının kullandığı bazı cihazları kullanabilirler.
Bilgisayar ortak kullanım olduğu için temas yoluyla, hapşırma veya öksürük refleks olarak ortaya çıkabildiği için mutlaka el yıkamaya çok önem verilmesi gerekiyor.” dedi. Hastalığın ortaya çıkması durumunda hastanın bol sıvı tüketmesi gerektiğini belirten Dr.Aytekin, bol sebze ve meyvelerinde tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin, “Bu dönemde istirahat çok önemli, özellikle gribal semtompar varsa toplu yaşanan alanlarda mümkün mertebe uzak durmak gerekiyor. Sadece kendimizi korumayıp diğer bireyleri de koruma altına alabiliriz.
Esas olarak bu yayılımı sağlayan öksürük ve hapşırık gibi ortama virüs yayılmasını sağlayan ortamların iyice havalandırılması buna maruz kalındığında ellerin yıkanması, ortak kullanılan cihazlar bunların sonrasında ellerimizin yıkanması gerekiyor.
Özellikle ailece şu konuya dikkat etmek gerekiyor: Eğer çocuğunuzun ateşi 40 derece ise yeteri kadar sıvı almakta sıkıntı yaşıyorlarsa hastaneye yatırılarak takip edilmesi gerekiyor. Diğer ayaktan izlenebilecek yüksek olmayan ateşi olan çocukların evde izlenmesi mümkündür.” ifadelerine yer verdi.
Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin şöyle devam etti: “2009’daki salgında spastik engelli çocuklar çok etkilenmişti. Bu dönemde biraz daha alerjik astımı olan çocuklar daha olumsuz etkileniyor.
Bu yüzden bu çocuklarda alerjisi ve astım varsa biraz daha eve kapanarak, bu salgın döneminin bitmesini beklemek daha doğru olacaktır. O hastalarımız biraz daha ağır geçiriyorlar. Genel hijyen kurallarına uymak domuz gribine bir ayrıcalık oluşturmadan korumak yeterli olur diye düşünüyorum.”
H1N1 virüsü olarak bilinen domuz gribinden koruma yöntemleri hakkında tavsiyelerde bulunan Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin, hijyenin önemine dikkat çekti.
Domuz gribi vakalarına Türkiye’nin birçok yerinde rastlanıldığını hatırlatan Dr.Aytekin, 40 dereceyi bulan ateş, halsizlik, kırgınlık, kas ağrıları, vücut ağrısı ve iştahsızlığın domuz gribi belirtileri olduğunu söyledi.
Hastalıktan korunmak için hijyene dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin,, “Çocukları virüsten korumak için kapalı ortamlarda, kalabalık olan yerlerde bulundurmamak gerekiyor. Şayet çocuklar böyle bir ortamda bulundurulursa ortamın iyi havalandırılması gerekiyor.
Özellikle korumada esas faktör hijyendir. Özellikle hapşırırken ve öksürürken ortama yayılan virüslerde sadece kendimizi korumak için değil diğer çocukları da korumak için elimizi bir bariyer olarak kullanmalıyız daha sonra ellerimizi yıkamalıyız. Çocuklar kreşte veya okulda başka arkadaşlarının kullandığı bazı cihazları kullanabilirler.
Bilgisayar ortak kullanım olduğu için temas yoluyla, hapşırma veya öksürük refleks olarak ortaya çıkabildiği için mutlaka el yıkamaya çok önem verilmesi gerekiyor.” dedi. Hastalığın ortaya çıkması durumunda hastanın bol sıvı tüketmesi gerektiğini belirten Dr.Aytekin, bol sebze ve meyvelerinde tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin, “Bu dönemde istirahat çok önemli, özellikle gribal semtompar varsa toplu yaşanan alanlarda mümkün mertebe uzak durmak gerekiyor. Sadece kendimizi korumayıp diğer bireyleri de koruma altına alabiliriz.
Esas olarak bu yayılımı sağlayan öksürük ve hapşırık gibi ortama virüs yayılmasını sağlayan ortamların iyice havalandırılması buna maruz kalındığında ellerin yıkanması, ortak kullanılan cihazlar bunların sonrasında ellerimizin yıkanması gerekiyor.
Özellikle ailece şu konuya dikkat etmek gerekiyor: Eğer çocuğunuzun ateşi 40 derece ise yeteri kadar sıvı almakta sıkıntı yaşıyorlarsa hastaneye yatırılarak takip edilmesi gerekiyor. Diğer ayaktan izlenebilecek yüksek olmayan ateşi olan çocukların evde izlenmesi mümkündür.” ifadelerine yer verdi.
Özel Asema Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Aytekin şöyle devam etti: “2009’daki salgında spastik engelli çocuklar çok etkilenmişti. Bu dönemde biraz daha alerjik astımı olan çocuklar daha olumsuz etkileniyor.
Bu yüzden bu çocuklarda alerjisi ve astım varsa biraz daha eve kapanarak, bu salgın döneminin bitmesini beklemek daha doğru olacaktır. O hastalarımız biraz daha ağır geçiriyorlar. Genel hijyen kurallarına uymak domuz gribine bir ayrıcalık oluşturmadan korumak yeterli olur diye düşünüyorum.”