Siyasetle yatıp siyasetle kalktığımız bu günlerde kasvetli havayı bir nebze dağıtmak için size Pera yani bilindik ismi ile Beyoğlu’ndan bahsedeyim istedim.

 Pera ismi benim hafızamda Taksimde bulunan tarihi Pera Palas Otelinden kalmıştı ve doğrusu Beyoğlu’nun eski ismi olduğunu ancak orta yaşlarda öğrenenlerdenim.  
Beyoğlu ilçesinin bu günkü sınırları daha geniş olsa da Pera deyince; Tünel ile Taksim arasında uzanan İstiklal Caddesi ve ona açılan sokakların belirlediği alanı kapsayan semt akla gelmektedir.  
Ticari amaçla İstanbul’a gelen Venedikliler ve Cenevizliler Bizans’ın iç karışıklıklarından istifade ederek Galata’yı surlarla çevirmiş ve bugünkü Galata Kulesini 13.yüzyılda inşa etmişlerdir.  Aynı yüzyılda Cenevizli tüccarların yönetimine verilen Galata semti yüzyıllar boyunca ticaretteki önemini korumuştur.
 Bizans İmparatoru Jüstinyen; Galata semtinde birçok bina yaptırdığından buraya “Jüstinyana” da denilmektedir.

 Tarihi yarımadanın ve Haliç'in karşısında gelişen bölge, öteden beri Bizanslılar döneminde Yunanca'da karşı yaka anlamına gelen “Pera” adıyla anılmıştır. O dönemlerde yerleşimin olmadığı ve bağlık olan bu bölgenin ismi de “Pera Bağları” imiş.  Kaynaklarda; Pera’nın Beyoğlu’ya dönüşmesi ile ilgili çeşitli rivayetler var.  
Bu rivayetlerden en kabul göreni; Fatih Sultan Mehmet Han 1453 yılında İstanbul’u fethedince Anadolu’nun muhtelif yerlerinden getirdiği halkı İstanbul’un çeşitli yerlerine yerleştirmiştir.

 1461 yılında Trabzon’daki Rum Pontus Devleti alınınca son imparatoru David Komennos ve sülalesi İstanbul’a getirilir. Kalayanis Komennos’un oğlu Pontus prensi Aleksios Komennos İslamiyet’i seçerek Müslüman olunca Tünel civarına yerleşmesinden kaynaklanmaktadır.   Diğer bir rivayete göre ise; burada oturan Pontus prensi değil, Kanuni Sultan Süleyman zamanındaki Venedik elçisi Andre Giritti’nin oğlu Luigi Giritti’dir. Türkler’in “Bey Oğlu” diye andıkları ve hitap ettikleri bu adam, elçinin bir Rum kadınla evlenmesinden dünyaya gelmiştir.
Oturduğu konak da Taksim yakınında bir yerdedir.  Başka bir rivayete göre ise; Kanuni Sultan Süleyman döneminde burada oturan Venedik elçisine yazışmalarda Beyoğlu dendiği için bu semt de Beyoğlu adını almıştır.  
Hangi bey olduğu hakkında farklı rivayetler olsa da hemen hemen İstanbul’un fethinden beri Türkler; Pera’ya beyin oturduğu yer anlamında Beyoğlu şeklinde adlandırdıkları kesinlik arz etmekte.  
Alfons Maria Schneider'in 15.yy'da İstanbul nüfusu ile ilgili yaptığı araştırmasında 1453 yılında surlar içerisinde takriben 50.000 kişi yaşadığını ifade etmektedir.  
Fetihten sonra Rumeli ve Anadolu’dan getirilen Müslüman ve Müslüman olmayan halkın yerleştirilmesiyle nüfusun 100 000 aşarak dünyanın sayılı büyük kentlerinden biri olmuştur.  
Endülüs Devletinin yıkılması üzerine İspanya’dan İstanbul’a göç eden Araplar ve Yahudiler Pera bölgesine yerleştirilmiştir.  Beyoğlu (Pera)1923 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra İlçe olmuştur.

Pera ismi 1925 yılına kadar resmi yazışmalardan geçmiştir.  Beyoğlu tarih boyunca diğer dinlere ait ibadethanelerin sayısı ile karşılaştırıldığında cami fukarası bir bölge olmuştur.  Bildiğiniz gibi Beyoğlu’nda Taksim anıtından İstiklal Caddesine doğru giderken sağda Hüseyin Ağa Camii, Emin Bey Camii ya da yaygın bilinen adıyla Ağa Camii’ni görürsünüz.  İstiklal Caddesi üzerinde yer alan bu Cami Galata Sarayı ağalarından Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmış ve 1596 yılında ibadete açılmış olan İstanbul’un en eski camilerden biridir.  
Bu Camiinde dil öğrenmek için zaman zaman Pera’ya giden oğlunun namaz kılması için yapıldığı rivayetler arasında yer alır.  Hani İstanbul’un kurtuluşu diyoruz ya. Birilerinin anladığı gibi eğer kurtuluştan kasıt fethedilen yerlerin Türkleştirmek veya Müslümanlaştırmak ise Beyoğlu (Pera) İstanbul’un fethinden günümüze kadar hiçbir zaman kurtulmamıştır (!).
 1453’ten günümüze Beyoğlu’nun ekser sakinlerini Yahudi, Rum ve Ermeni vatandaşlarımız oluşturmuştur.  
Bu günkü Beyoğlu halen iş, eğlence ve kültür merkezi olması nedeniyle gece ve gündüz nüfusu birkaç milyonu bulan İstanbul’un Paris’i diyebileceğimiz bir ilçemizdir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ali İsmail Eren 1 yıl önce

Hocam tebrik ediyorum. Yüreğinize sağlık. Güzel bir yazı olmuş.