Ulusal (Iyd-i Millî) ya da dini (Iyd-i Dini) yönden önemi olan, kutsal sayılan ve ulusça kutlanan günlere bayram demekteyiz.
Çok şükür ki ülkemiz ulusal ve dini bayramlar yönü ile oldukça zengin ))
Ramazan’ın son günlerindeyiz ve Ramazan Bayramı’na ramak kaldı…
Hiç şüphesiz dini Bayramlar, biz Müslümanlar için neşe ve sevinç kaynağıdır.
Bu yılda ümmet Ramazan ayına Siyonist İsrail ve işbirlikçilerinin Filistin halkına zulmünden dolayı maalesef acı ve ızdırap ile içinde girdi ve belli ki Bayramda biraz buruk olarak kutlayacağız.
Ümmet dedim ama ortada ümmet var mı ondan da emin değilim. Ne diyelim Allah kabul etmesin…
Açlık ve susuzluk hissetmediğimiz serin havalara ve kısa günlere denk geldi bu yılki Ramazan.
Oruç tuttu, tutmadı konularına girmeyeceğim herkes hiç şüphesiz yaşadığının, yaşamadığının ve yaşattığının hesabını“Sonsuzluğun Sahibine” verecek.
Zaten hiçbirimiz kimseyi eleştirecek, sorgulayacak ve hakkında hüküm verecek mertebede değiliz. En azından ben o pozisyonda değilim.:))
Hz. Ömer'e (r a) atfedilen hepimizin bildiği; “İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlar.” özdeyiş var.
Maalesef din olarak inandığımız İslam’a göre yaşamadığımıziçin yaşadığımız birçok örfi şeylere, hurafelere ve bidatlaraişimize geldiği için inanır hale geldik.
İnsan nereye giderse gitsin kalbi ve beynini ile hicret eder ve gittiği yere kendini de götürür...
Dolayısı ile kendi Neşesinden, Mutluluğundan, Sevincinden, Üzüntüsünden, Hüznünden kısacası kendi Cennetinden ve Cehennemiden de götürür.
Dolayısı ile kendi Cennet ve Cehenneminden kurtulamaz kurtulamadığı gibi Cennetini veya Cehennemini oralara da götürdüğü için gittiği yerleri ve insanları Mutlu veya Mutsuz eder.
Farid Farjad; “Onlar cennete gitmek için bu dünyayı cehenneme çeviriyorlar.
Biz ise dünyayı cennete çevirmek için onların cehenneminde direniyoruz.” demekte.
Ne mutlu cehenneme dönüştürülen bir dünyayı cennete dönüştürme çabasında olan bir avuç insana.
Yaşadığımız yeri cennet yapamadığımız, cennete dönüştüremediğimiz sürece, kaçtığımız ve gittiğimiz her yer cehennemimiz oluyor.
Gelin bu Mübarek günlerde ve Ramazan Bayramı’nda kendi cennetimizi imkanlar dahilinde etrafımıza taşıyalım, gittiğimiz yerleri cennete, gördüğümüz insanları cennetliğedönüştürelim.
Nasıl mı derseniz?
Bugün ve her gün;
Özelde vatanımızı ve insanımızı genelde herkesi (siyonisler hariç) severek,
Doğayı koruyarak,
Doğal kaynakları kullanırken israf etmeyerek,
Kimsenin hakkına girmeyerek ve kimseye hakkımızıyedirmeyerek,
Zulmetmeyerek ve zulme boyun eğmeyerek,
Bütün yaratılmışları severek ve onlara karşı şefkat göstererek,
Her ırka, dine, mezhebe, inanca ve düşünceye karşı hoşgörülü olarak,
Bu Bayram ve her Bayram;
Büyüklerinizi ve akrabalarınızı ziyaret ederek veya arayarak.
Karşılaşılan her insanla güler yüzle samimi bir şekildehasbihal edip bayramlaşarak.
Genç olanlar büyüklerle bayramlaşırken onların ellerini öperek hayır dualarını alarak.
Komşu, dost ve akrabalar ziyaret edilip mesajlaşarak.
Bayramlaşmak için eve gelen ve el öpen çocuklara para ve hediyeler vererek.
Ziyarete gelenlere ikramlarda bulunarak.
Ez cümle;
Ramazan Bayramı’nı Ülkece Ailenizle ve sevdiklerinizle birlikte en güzel şekilde idrak ederek sosyal yardımlaşma,dayanışma, kaynaşma ve muhabbetle geçirmenizi geçirmemizi diliyorum…