Siirt’te Memur-Sen’e bağlı sendikalar ve Sivil toplum örgütleri bugün Memur-Sen il binasında toplanarak basın açıklamasında bulundular.
Sivil Toplum örgütleri adına Tügva il yönetim kurulu üyesi M. Emin Aydoğan’ın okuduğu basın açıklamasında;“On yıllardır kırsalda devam eden anlamsız savaşı, kardeş kavgasını; kadın çocuk, hasta ve yaşlıların da yaşam alanı olan şehirlere taşıyarak, kadın ve çocukları öldüren veya savaşa siper ederek ölümlerine neden olan, camii okul, kütüphane ve hastaneleri yakıp yıkan, şehirlerimizi yaşanmaz hale getirerek insanlarımızı göç etmek zorunda bırakan, insanlığa, barışa medeniyete ve Kürtler başta olmak üzere ülkemizin halklarına hiçbir faydası olmayan bu anlamsız ve izahsız saldırılara ve kaotik ortamı aklıyla besleyen, sözleriyle destekleyen yapılara karşı sivil toplum kuruluşları olarak sesimizi yükseltmek için burada bulunuyoruz. Herkes biliyor ki, terörün; dili, dini, rengi, ırkı ve hiçbir mazereti olamaz.
terör, söyleyecek sözü olmayanların başvurduğu bir metottur. Son zamanlarda daha da şiddetlenen tüm bu saldırıların hedefi Kürt’ü Türk’ü, Arap’ı ve Çerkez’iyle halkımızdır, ülkemizdir, 80 milyonun bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğidir.
Son dönemde İslam’ın sembollerine, 13 asırdır ezan sesinin dinmediği mabetlerine, İslam’ın en büyük eğitim yuvalarından olan medreselere yönelik saldırılar açıkça göstermektedir ki, bu savaşı başlatan ve sürdüren üst akıl; dinimizi, birliğimizi, değerlerimizi ve kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’i açık hedef alan bir akıldır. Hendek ve mevzilerin ardından çocukları, kadınları ve gençleri siper ederek hedef yapmak, meydana gelecek sivil ölümleri üzerinden halk ile devleti karşı kaşıya getirmek amaçlanmaktadır.
Bu durumu kabullenmemiz mümkün değildir! Biz de sivil toplum kuruluşları olarak akıl tutulması ile izah edilebilecek ürkütücü sonuçlar doğuracak girişimleri boşa çıkarmak, taraf gözetmeyen şiddet karşısında ortak tavır almak, bin yıllık kardeşliğimizin dimdik ayakta durduğunu göstermek ve sağduyumuzu korumak adına sesimizi yükseltiyoruz.
Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, elbette ki devletin ve onun güvenlik güçlerinin görevidir. Bize düşen ise ülkemize ve insanlarımıza hiçbir faydası olmayan bu anlamsız saldırıların bin yıllık kardeşliğimizi bozmaması için doğruyu ve hakkı haykırmak, sükunet ve huzur içinde sağduyu çağrısı yapmaktır. Uluslararası şebekeler çok iyi bilsin ki, bizler bu topraklarda var oldukça onlar kirli emellerine asla ulaşamayacaklar.
Biz hep birlikte büyük ve parlak bir geleceğe doğru ilerleyeceğiz. İnananlar kazanacak, kardeşlik kazanacak. Sivil toplum örgütleri olarak diyoruz ki, bireysel özgürlüklere ve birlikte yaşama iradesine evet, hendek söylemine sonuna kadar hayır!
Son olarak ODTÜ’de inancından dolayı inananlara karşı yapılan çirkin saldırıları da şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Herkes aklını başına almalı inancından veya düşüncesinden dolayı kimse öteki ilan edilmemeli, birlikte yaşama kültürüne sahip çıkılmalıdır”.
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
