Siirt’te faaliyet gösteren 20 civarındaki sendika ve diğer sivil toplum kuruluşları, yaptıkları ortak bir açıklama ile vesayetle ve darbecilere karşı olduklarını belirterek istikrardan yana olduklarını ifade ettiler.
Eğitim Bir-Sen hizmet binasında Şube Başkanı Murat Şeker tarafından okunan açıklamada şöyle denildi; “Vesayet zeminlerine, darbe(ci)lere, yasaklara ve “kutsal devlet” yalanına; milletin egemenliğinin elinden alınması, istiklalinin riske atılması, tehditlere, tertiplere maruz bırakılması için hayata geçirildiğini görerek milletimizle birlikte gerekli cevabı verdik. Menderes’in 1946’da “Yeter Söz Milletindir” itirazıyla başlattığı “vesayeti ifşa ve imha” yolculuğunun, son dönemde gerçekleştirilen sessiz devrimlerle “Artık Söz Sadece Milletindir” sonucuyla taçlanmasının paydaşı olduk. Milletimizin bununla yetinmeyip “Yeniden Büyük Türkiye’yi inşa” ve “Adil Bir Dünya” hedefleriyle yeni ufuklara doğru yol alacağına inanıyoruz. Özgürleşme, sivilleşme ve demokratikleşme adımları nedeniyle merhum Turgut Özal’a yaşatılanları, 54. Hükümetin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’a 28 Şubat’ın kirli kararları üzerinden dayatılanları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
Bir asra yakın süre milleti, değerlerini ve devleti esir alan ve milletin yeniden egemen olmasıyla son bulan vesayet ikliminin, tekrar hakim olmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’yi IMF ve emperyal güçlere muhtaç edenler ile milletin sesini ve medeniyetimizin sözünü yükseltenlere darbeye yeltenenlerin aynı odağın mensubu olduğunu artık biliyoruz.
Büyük bedeller ödememize, yoksullaşmamıza, özgürlüklerimizden, değerlerimizden yoksun kalmamıza neden olan o kara günleri geri getirmek isteyenlere sessiz kalmayacağız. Bu idrakle; 27 Nisan’da e-muhtıra üzerinden gerçekleştirilen vesayet kalkışmasına karşı dik duranların yanında olacağız. Dışarıda yazılıp içeride sahneye konmak istenen Gezi Kalkışması senaryosuna bütün sahneleri kapatan kararlı her duruşun arkasında duracağız.
“Vesayete imkan yok; darbe fırsatı oluşturalım” hezeyanıyla okyanus ötesinden planlanan 17-25 Aralık darbe girişimlerini püskürtenleri, bu girişimlerin faili paralel tetikçilere hadlerini bildirenleri yalnız bırakmayacağız.
Mütedeyyin Kürt kardeşlerimizi sindirme ve Çözüm Sürecini bitirme amacıyla 6-8 Ekim’de Kobani bahanesiyle sahaya sürülen “Beyaz Türk-Beyaz Kürt” işbirliğini çökerten sivil siyasi iradeye desteğimizi sürdüreceğiz. İstikrar sürecinden yana olduklarını belirten sivil toplum kuruluşları açıklamalarına şöyle devam ettiler; “Siyasette, ekonomide istikrar sağlayamayan ve dış politikada kararlı duruş ortaya koyamayan ülkelerin içine düştüğü durumu yakından gözlüyoruz.
Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da yaşananların vatandaşlarına ödettiği ağır bedelleri takip ediyoruz. Bu nedenle, eski Türkiye hayali kuranlara, etnik kimlik siyaseti yapanlara, milleti ve değerlerini yok sayanlara, yok etmeyi planlayanlara itibar etmeyeceğiz.
Eşit yurttaşlığın hayata geçmesine, ötekileştirme zihniyetinin bütünüyle sona ermesine, bin yıllık kardeşliğin pekişmesine, Çanakkale Ruhu’nun yeniden tesisine imkan sağlayacak Çözüm Sürecine milletimizle birlikte destek olacağız.
Etnik kimlik, din, dil ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın Türkiye’yi, bütün vatandaşlarımızın öz vatanı, öz yurdu, ortak mirası kabul ediyoruz. Bu çerçevede, demokratikleşme, özgürleşme ve sivilleşme hamleleriyle insan hakları, eşit vatandaşlık ve insanlık onuru noktasında Türkiye’yi zirveye taşıma iradesinin yanında yer alacağız.
Yeni Anayasa’yı Yeniden Büyük Türkiye’nin önsözü ve yol haritası olarak görüyoruz. Bu anlayışla sivil, özgürlükçü, demokratik Yeni Anayasa konusunda kararlı olacağız. Yeniden Büyük Türkiye için koalisyonlara “hayır”, seçmenlerin koalisyonuna dayalı hükümete “evet” diyoruz.”
Eğitim Bir-Sen hizmet binasında Şube Başkanı Murat Şeker tarafından okunan açıklamada şöyle denildi; “Vesayet zeminlerine, darbe(ci)lere, yasaklara ve “kutsal devlet” yalanına; milletin egemenliğinin elinden alınması, istiklalinin riske atılması, tehditlere, tertiplere maruz bırakılması için hayata geçirildiğini görerek milletimizle birlikte gerekli cevabı verdik. Menderes’in 1946’da “Yeter Söz Milletindir” itirazıyla başlattığı “vesayeti ifşa ve imha” yolculuğunun, son dönemde gerçekleştirilen sessiz devrimlerle “Artık Söz Sadece Milletindir” sonucuyla taçlanmasının paydaşı olduk. Milletimizin bununla yetinmeyip “Yeniden Büyük Türkiye’yi inşa” ve “Adil Bir Dünya” hedefleriyle yeni ufuklara doğru yol alacağına inanıyoruz. Özgürleşme, sivilleşme ve demokratikleşme adımları nedeniyle merhum Turgut Özal’a yaşatılanları, 54. Hükümetin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’a 28 Şubat’ın kirli kararları üzerinden dayatılanları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
Bir asra yakın süre milleti, değerlerini ve devleti esir alan ve milletin yeniden egemen olmasıyla son bulan vesayet ikliminin, tekrar hakim olmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’yi IMF ve emperyal güçlere muhtaç edenler ile milletin sesini ve medeniyetimizin sözünü yükseltenlere darbeye yeltenenlerin aynı odağın mensubu olduğunu artık biliyoruz.
Büyük bedeller ödememize, yoksullaşmamıza, özgürlüklerimizden, değerlerimizden yoksun kalmamıza neden olan o kara günleri geri getirmek isteyenlere sessiz kalmayacağız. Bu idrakle; 27 Nisan’da e-muhtıra üzerinden gerçekleştirilen vesayet kalkışmasına karşı dik duranların yanında olacağız. Dışarıda yazılıp içeride sahneye konmak istenen Gezi Kalkışması senaryosuna bütün sahneleri kapatan kararlı her duruşun arkasında duracağız.
“Vesayete imkan yok; darbe fırsatı oluşturalım” hezeyanıyla okyanus ötesinden planlanan 17-25 Aralık darbe girişimlerini püskürtenleri, bu girişimlerin faili paralel tetikçilere hadlerini bildirenleri yalnız bırakmayacağız.
Mütedeyyin Kürt kardeşlerimizi sindirme ve Çözüm Sürecini bitirme amacıyla 6-8 Ekim’de Kobani bahanesiyle sahaya sürülen “Beyaz Türk-Beyaz Kürt” işbirliğini çökerten sivil siyasi iradeye desteğimizi sürdüreceğiz. İstikrar sürecinden yana olduklarını belirten sivil toplum kuruluşları açıklamalarına şöyle devam ettiler; “Siyasette, ekonomide istikrar sağlayamayan ve dış politikada kararlı duruş ortaya koyamayan ülkelerin içine düştüğü durumu yakından gözlüyoruz.
Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da yaşananların vatandaşlarına ödettiği ağır bedelleri takip ediyoruz. Bu nedenle, eski Türkiye hayali kuranlara, etnik kimlik siyaseti yapanlara, milleti ve değerlerini yok sayanlara, yok etmeyi planlayanlara itibar etmeyeceğiz.
Eşit yurttaşlığın hayata geçmesine, ötekileştirme zihniyetinin bütünüyle sona ermesine, bin yıllık kardeşliğin pekişmesine, Çanakkale Ruhu’nun yeniden tesisine imkan sağlayacak Çözüm Sürecine milletimizle birlikte destek olacağız.
Etnik kimlik, din, dil ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın Türkiye’yi, bütün vatandaşlarımızın öz vatanı, öz yurdu, ortak mirası kabul ediyoruz. Bu çerçevede, demokratikleşme, özgürleşme ve sivilleşme hamleleriyle insan hakları, eşit vatandaşlık ve insanlık onuru noktasında Türkiye’yi zirveye taşıma iradesinin yanında yer alacağız.
Yeni Anayasa’yı Yeniden Büyük Türkiye’nin önsözü ve yol haritası olarak görüyoruz. Bu anlayışla sivil, özgürlükçü, demokratik Yeni Anayasa konusunda kararlı olacağız. Yeniden Büyük Türkiye için koalisyonlara “hayır”, seçmenlerin koalisyonuna dayalı hükümete “evet” diyoruz.”
bu murat şeker lise yıllarında terörist fikirliydi. ne ara akpli oldu. çok tehlikeli bir adam haberiniz olsun