Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz, Geçici Köy Korucularıyla bir araya geldiği istişare toplantısında, 6-8 Ekim olaylarını trafik kazası olarak değerlendirdiklerini, çalışmalarına da benzer olayların yaşanmaması yönünde devam ettiklerini söyledi.
Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Halil Soysal, Emniyet Müdürü Metin Özkan, İl Jandarma Komutanı Şenol Yeloğlu, Anadolu Köy Korucuları Şehit ve Gazi Aileleri Federasyonu Başkanı Ziya Sözen, Vali Yardımcıları Gürbüz Saltaş, Bahadır Yörük ve ilçe kaymakamlarının katılımıyla Siirt merkez, Şirvan ve Tillo ilçesinde görevli köy korucularıyla istişare toplantısı düzenlendi.
Bir düğün salonunda düzenlenen toplantıda konuşan Vali Tutulmaz, koruculuğun bir disiplin mesleği olduğunu, aynı devlet memurluğunda olduğu gibi bazı yapılmaması gereken davranışlar olduğunu kaydetti.
Vali Tutulmaz, "Korucular için bu davranışların en önemlisi PKK terör örgütü ve onların yandaşlarıyla iş birliği içinde olmamaktır. Bunu biz kabul edemeyiz, görmemezlikten gelemeyiz. Dolayısıyla böyle bir davranış içinde olan arkadaşlarımız varsa bu mesleği kısa süre içinde terk etmesi kendi yararlarınadır. Çünkü hoşgörünün belli bir yeri, sınırı vardır. Biz terör örgütünün yanında olan destek olan bir korucuyu içimizde görmek istemiyoruz. Çünkü korucunun bir sorumluluğu vardır. Yerine getirmesi gerekir. Nasıl devlet memuru hukuka aykırı bir işlem yapıldığında gerekli cezai uygulama yapılıyorsa, korucu arkadaşlarımız içinde böyle bir davranış içinde bulunursa gerekli ceza i işlem yapılıp silahı elinden alınacaktır" dedi.
İç güvenlik tasarısına da değinen Vali Tutulmaz, son günlerde iç güvenlik paketi ile ilgili özgürlüklerin kısıtlandığı yönünde kamuoyu oluşturmaya, yani algı oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. Molotofkokteyli atmanın, vatandaşın malına canına zarar vermenin ne derece özgürlük olduğunu sorgulayan Vali Tutulmaz, "Biz yapacağımız hukuk çerçevesinde terör ve terörist davranışlara izin vermeyeceğiz. Kamu düzeninin sağlanması için her şeyi yapacağız. 6-8 Ekim olaylarını da trafik kazası olarak değerlendiriyoruz. Onun geçici bir düzensiz olarak kabul ediyoruz ve ondan sonraki çalışmalarımızı da benzer olayların yaşanmaması yönündeydi" diye konuştu.
Garnizon Komutanı Tuğgeneral Soysal ise, silahlı kuvvetlerin kurulduğu günden bu zamana kadar vatandaşlarla beraber olduğu gibi korucularla da birlik ve beraberlik içinde olduğunu dile getirdi. Soysal, silahlı kuvvetlerin peygamber ocağı olduğu için herkese ve özellikle de korucularımıza her zaman açık olduğunu söyledi.
6-8 Ekim olaylarında memleketin yakılıp yıkılıp talan edildiğini belirten Anadolu Köy Korucuları Şehit ve Gazi Aileleri Federasyonu Başkanı Ziya Sözen ise, çözüm sürecinde 11 arkadaşlarının çeşitli yerlerde ve zamanlar arkalarından vurularak öldürüldüğünü, halen terör örgütü safında 3'ü geçici 1'u gönüllü 4 korucunun rehin tutulduğunu söyledi.
Koruculuğun bir dava mesleği, haksızlık karşısında safını devletten yana belirleyen dik durma sanatı olduğunu belirten Sözen, "Geldiğimiz noktada kendi canımızın derdine düşmüşüz. Çözüm sürecinde 11 arkadaşımız çeşitli yerlerde ve zamanlar da arkalarında kalleşe vurularak şehit edilmiştir. Halen terör örgütü safına 3'ü geçici 1'i gönüllü 4 korucu rehin durumdadır. Memleketimizde son 3-4 yıldır sürdürülmekte olan çözüm sürecidir. Böyle bir süreçte devletimizin merhameti ve şefkat duygusundan yararlanarak istismar eden bir takım insanlar ortaya çıkıp 6-8 Ekim olaylarında memleketimizi yakıp, yıkıp talan ettiler. ve bu insanlar en çok zararı yine bu bölgenin asıl unsuru olan Kürt halkına verdiler" şeklinde konuştu.
Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Halil Soysal, Emniyet Müdürü Metin Özkan, İl Jandarma Komutanı Şenol Yeloğlu, Anadolu Köy Korucuları Şehit ve Gazi Aileleri Federasyonu Başkanı Ziya Sözen, Vali Yardımcıları Gürbüz Saltaş, Bahadır Yörük ve ilçe kaymakamlarının katılımıyla Siirt merkez, Şirvan ve Tillo ilçesinde görevli köy korucularıyla istişare toplantısı düzenlendi.
Bir düğün salonunda düzenlenen toplantıda konuşan Vali Tutulmaz, koruculuğun bir disiplin mesleği olduğunu, aynı devlet memurluğunda olduğu gibi bazı yapılmaması gereken davranışlar olduğunu kaydetti.
Vali Tutulmaz, "Korucular için bu davranışların en önemlisi PKK terör örgütü ve onların yandaşlarıyla iş birliği içinde olmamaktır. Bunu biz kabul edemeyiz, görmemezlikten gelemeyiz. Dolayısıyla böyle bir davranış içinde olan arkadaşlarımız varsa bu mesleği kısa süre içinde terk etmesi kendi yararlarınadır. Çünkü hoşgörünün belli bir yeri, sınırı vardır. Biz terör örgütünün yanında olan destek olan bir korucuyu içimizde görmek istemiyoruz. Çünkü korucunun bir sorumluluğu vardır. Yerine getirmesi gerekir. Nasıl devlet memuru hukuka aykırı bir işlem yapıldığında gerekli cezai uygulama yapılıyorsa, korucu arkadaşlarımız içinde böyle bir davranış içinde bulunursa gerekli ceza i işlem yapılıp silahı elinden alınacaktır" dedi.
İç güvenlik tasarısına da değinen Vali Tutulmaz, son günlerde iç güvenlik paketi ile ilgili özgürlüklerin kısıtlandığı yönünde kamuoyu oluşturmaya, yani algı oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. Molotofkokteyli atmanın, vatandaşın malına canına zarar vermenin ne derece özgürlük olduğunu sorgulayan Vali Tutulmaz, "Biz yapacağımız hukuk çerçevesinde terör ve terörist davranışlara izin vermeyeceğiz. Kamu düzeninin sağlanması için her şeyi yapacağız. 6-8 Ekim olaylarını da trafik kazası olarak değerlendiriyoruz. Onun geçici bir düzensiz olarak kabul ediyoruz ve ondan sonraki çalışmalarımızı da benzer olayların yaşanmaması yönündeydi" diye konuştu.
Garnizon Komutanı Tuğgeneral Soysal ise, silahlı kuvvetlerin kurulduğu günden bu zamana kadar vatandaşlarla beraber olduğu gibi korucularla da birlik ve beraberlik içinde olduğunu dile getirdi. Soysal, silahlı kuvvetlerin peygamber ocağı olduğu için herkese ve özellikle de korucularımıza her zaman açık olduğunu söyledi.
6-8 Ekim olaylarında memleketin yakılıp yıkılıp talan edildiğini belirten Anadolu Köy Korucuları Şehit ve Gazi Aileleri Federasyonu Başkanı Ziya Sözen ise, çözüm sürecinde 11 arkadaşlarının çeşitli yerlerde ve zamanlar arkalarından vurularak öldürüldüğünü, halen terör örgütü safında 3'ü geçici 1'u gönüllü 4 korucunun rehin tutulduğunu söyledi.
Koruculuğun bir dava mesleği, haksızlık karşısında safını devletten yana belirleyen dik durma sanatı olduğunu belirten Sözen, "Geldiğimiz noktada kendi canımızın derdine düşmüşüz. Çözüm sürecinde 11 arkadaşımız çeşitli yerlerde ve zamanlar da arkalarında kalleşe vurularak şehit edilmiştir. Halen terör örgütü safına 3'ü geçici 1'i gönüllü 4 korucu rehin durumdadır. Memleketimizde son 3-4 yıldır sürdürülmekte olan çözüm sürecidir. Böyle bir süreçte devletimizin merhameti ve şefkat duygusundan yararlanarak istismar eden bir takım insanlar ortaya çıkıp 6-8 Ekim olaylarında memleketimizi yakıp, yıkıp talan ettiler. ve bu insanlar en çok zararı yine bu bölgenin asıl unsuru olan Kürt halkına verdiler" şeklinde konuştu.