Tüm dünyayı tahakkümü altına alan modern hayat ve düşünce tarzının aileyi büyük tehditlerle karşı karşıya bıraktığını belirten Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Erdemci, aileyi korumanın hepimizin en öncelikli görevi olduğuna dikkat çekti.
Bireysel özgürlük adına insanlığın ortak diğerlerine zıt, sapkın hayat tarzlarının özendirildiği, sosyal medya aracılığıyla çarpık ilişkilerin teşvik edildiği hatta dayatıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çekya dönüşü yaptığı açıklamada LGBTI+’yı işaret etmiş ve “Aile yapımızı dejenere etmenin gayreti içine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız” demişti.
Ailenin korunmasına ilişkin kanun maddesi mevcut Anayasa’nın 41’inci maddesinde yer alan ‘ailenin korunması’ başlığına ‘ailenin kimlerden oluşacağı’ ve ‘karı-kocanın haklarının neler olduğuna’ ilişkin bir cümlenin yer aldığı belirtiliyor.
Ailenin korunmasına yönelik çıkacak yasayla işin resmiyet kazandığını ve toplumun aileyi korumaya yönelik çalışmalarının daha da kolaylaşacağını ifade eden Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Erdemci, şu açıklamalarda bulundu:
“Batı’dan İslam dünyasına yayılan düşünce biçimlerinden ön plana çıkanı bireysellik”
“Modernleşmeyle birlikte Batı’dan İslam dünyasına yayılan düşünce biçimleri ile düşünce biçimlerinin bir kısmında bireysellik ön plana çıkıyor. Bu da aileyi olabildiğince önemsizleştiriyor. Bizler de toplum olarak o süreçlerden geçiyoruz. Olabildiğince insanların bireyselleştiği, bencilleştiği kendisinden başka kimseyi düşünmediği bir dönemi biz de yaşıyoruz. Bu anlamda aile ilişkilerinin güçlendirilmesi, ailedeki bireylerin birbirleriyle ilişkilerinin yeniden tanzim edilmesi, güncellenmesi elbette bizimde temel hedeflerimiz arasında olması gerekiyor.”
Müslümanların yani bu toplumu oluşturan bireylerin ortaya koyacakları çabalarla ailenin korunması gerektiğini ifade eden Erdemci, kanunların kendi yazılı metinlerinde kaldığı sürece çok fazla bir anlam ifade etmeyeceğine dikkat çekti.
“Ailenin korunması için kanun çıkarılması önemli değerlerin yitirilmesiyle karşı karşıyayız”
Kanun metinlerine dayanarak ailenin korunması için bazı önlemler almanın, girişimlerde bulunmanın resmiyet kazandığına dikkat çeken Erdemci, “Bu açıdan ailenin korunması için kanun çıkması önemli, her şeyden önce günümüzde değerlerin yitirilmesiyle karşı karşıyayız. Bireyselliğin temel özelliğinden bir tanesi bencilliktir, Mazoşist duygulardır, kendini her şeyin merkezinde görmektir, her şey kendim için olsun anlayışıdır. Böyle bireylerden oluşan bir toplum insanlığın felaketidir, insanlığa hayır değil kötülük getirir.” dedi.
“Ailenin korunması için en temel çalışmalardan bir tanesi insanlığın eğitilmesidir”
İyilik yönünü, erdemleri ortaya çıkaracak yönleri güçlendiren toplumların gerçek anlamda da aileyi ve toplumu kuracaklarına, hayırlı amaçlar ortaya koyacaklarına dikkat çeken Erdemci, kötü yönlerini ön plana çıkardıklarında ise toplumların dağıldığını, insanlık için hayırlı işler değil kötü işlerin de ortaya çaktığını söyledi.
Ailenin korunması için en temel yapılması gereken çalışmalardan bir tanesi de insanlığın eğitilmesi olduğuna dikkat çeken Erdemci, “Burada iradelerimizin eğitilmesi büyük önem kazanmaktadır. Allah insanda hem iyilik yapabilecek hem de kötülük yapabilecek kapasite yaratmıştır. Bizim iffetli olmak, cömert olmak, hayırsever olmak, fedakârlıkta bulunmak gibi hasletleri yapabilme kapasitemiz olduğu gibi bencillik yapmak, nankör olmak, vefasızlık göstermek gibi hasletleri de var. Biz hangi yönümüzü eğitir ve güçlendirirsek o ön plana çıkar. Bizim erdemleri ortaya çıkarabilecek yönümüzü eğitmemiz gerekiyor. Kötü yönleri de köreltmemiz gerekiyor.” diye konuştu.