Sağlık Bakanlığı tarafından her Ekim ayı Meme Kanseri Bilinçlendirme ayı olarak anılıyor.
Siirt Halk Sağlığı Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezine bağlı Sağlık Eğitimi Biriminde görev yapan Hemşire Nevin Bülbül ve Aysun Moğol tarafından Siirt Müftülüğüne bağlı Kız Kuran Kurslarında Meme Kanseri Ve Kendi Kendine Meme Muayenesi eğitimleri verildi. Toplamda 11 Kuran kursunda verilen eğitimlerde 260 kişi Meme Kanseri konusunda bilinçlendirilip 40 yaş üstü bayanlar tarama için KETEME yönlendirildiği öğrenildi.
Hemşire Nevin Bülbül ve Aysun Moğol tarafından verilen eğitimlerde, Meme kanserinin, meme dokusundaki hücrelerden gelişen bir kanser çeşidi olduğunu belirten Bülbül, “Meme kanseri meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi meme kanallarından kaynaklanan ‘duktal’ kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan ‘lobüler’ kanserler de sık görülür. Meme kanseri oluşumunda genetik değişiklikler çok önemlidir.
Genetik yapıda çeşitli faktörlerin ve normal yaşlanmanın etkisiyle ortaya çıkan bozukluklar kansere neden olur. Ancak meme kanserlerinin sadece yüzde 7 ile yüzde 9’luk bir kısmı ailesel geçişlidir.” dedi. Kadın cinsiyeti ve yaşlanmanın meme kanseri için en önemli risk faktörleri olduğunu dile getiren Bülbül, şunları söyledi: “30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda 18 yaş öncesinde ilk doğumunu yapanlara göre risk artmaktadır. İlk adetini erken yaşlarda görenler, östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır.
İleri yaşta (55’ten yukarı) menopoza girme, doğum kontrol haplarının uzun süre kullanımı ve uzun boylu kadınlarda meme kanseri görülme riski artmaktadır. Ayrıca günde bir bardaktan daha fazla alkol tüketimi de kanser gelişim riskini artırıyor.” Meme kanserine erken evrede tanı konmasının tedavide başarıya ulaşılmasına katkı sağlayacağını aktaran Bülbül, “Genel sağlık durumunu koruma amaçlı dengeli beslenme, zayıflama veya kiloyu koruma, sigara içmeme, düzenli egzersiz gibi faaliyetler riski tamamen yok etmez. Bu nedenle meme kanserine yakalanmışsanız moralinizi yüksek tutmak tedavinizi olumlu yönde etkileyecektir.
Erken evrede meme kanserleri, diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamanız çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması tedavinin başarıya ulaşma ihtimalini artırır ve hayat kurtarır.” ifadelerini kullandı.
Hemşire Aysun Moğol, Meme kanseri ile genital kanserlerin (serviks, over, endometrial) nedenleri, belirtileri, tarama, korunma ve erken tanı konularında vatandaşlara KETEM (Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi) tarafından 30-65 yaş grubu kadılara rahim ağzı, 40-69 yaş grubu kadınlara meme,50-70 yaş grubu kadın ve erkeklere kalın bağırsak kanserlerine karşı ÜCRETSİZ olarak hizmet verdiğini ve Kansersiz yaşam için tütün ve tütün mamullerinden, alkolden uzak durmalarını, yeterli ve dengeli beslenmeleri, düzenli egzersiz yapmaları, güneşin zararlı etkilerinden korunmalarını ve gereksiz ilaç kullanımından kaçınılmaları konusunda uyarılarda bulundu.
Siirt Halk Sağlığı Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezine bağlı Sağlık Eğitimi Biriminde görev yapan Hemşire Nevin Bülbül ve Aysun Moğol tarafından Siirt Müftülüğüne bağlı Kız Kuran Kurslarında Meme Kanseri Ve Kendi Kendine Meme Muayenesi eğitimleri verildi. Toplamda 11 Kuran kursunda verilen eğitimlerde 260 kişi Meme Kanseri konusunda bilinçlendirilip 40 yaş üstü bayanlar tarama için KETEME yönlendirildiği öğrenildi.
Hemşire Nevin Bülbül ve Aysun Moğol tarafından verilen eğitimlerde, Meme kanserinin, meme dokusundaki hücrelerden gelişen bir kanser çeşidi olduğunu belirten Bülbül, “Meme kanseri meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi meme kanallarından kaynaklanan ‘duktal’ kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan ‘lobüler’ kanserler de sık görülür. Meme kanseri oluşumunda genetik değişiklikler çok önemlidir.
Genetik yapıda çeşitli faktörlerin ve normal yaşlanmanın etkisiyle ortaya çıkan bozukluklar kansere neden olur. Ancak meme kanserlerinin sadece yüzde 7 ile yüzde 9’luk bir kısmı ailesel geçişlidir.” dedi. Kadın cinsiyeti ve yaşlanmanın meme kanseri için en önemli risk faktörleri olduğunu dile getiren Bülbül, şunları söyledi: “30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda 18 yaş öncesinde ilk doğumunu yapanlara göre risk artmaktadır. İlk adetini erken yaşlarda görenler, östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır.
İleri yaşta (55’ten yukarı) menopoza girme, doğum kontrol haplarının uzun süre kullanımı ve uzun boylu kadınlarda meme kanseri görülme riski artmaktadır. Ayrıca günde bir bardaktan daha fazla alkol tüketimi de kanser gelişim riskini artırıyor.” Meme kanserine erken evrede tanı konmasının tedavide başarıya ulaşılmasına katkı sağlayacağını aktaran Bülbül, “Genel sağlık durumunu koruma amaçlı dengeli beslenme, zayıflama veya kiloyu koruma, sigara içmeme, düzenli egzersiz gibi faaliyetler riski tamamen yok etmez. Bu nedenle meme kanserine yakalanmışsanız moralinizi yüksek tutmak tedavinizi olumlu yönde etkileyecektir.
Erken evrede meme kanserleri, diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamanız çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması tedavinin başarıya ulaşma ihtimalini artırır ve hayat kurtarır.” ifadelerini kullandı.
Hemşire Aysun Moğol, Meme kanseri ile genital kanserlerin (serviks, over, endometrial) nedenleri, belirtileri, tarama, korunma ve erken tanı konularında vatandaşlara KETEM (Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi) tarafından 30-65 yaş grubu kadılara rahim ağzı, 40-69 yaş grubu kadınlara meme,50-70 yaş grubu kadın ve erkeklere kalın bağırsak kanserlerine karşı ÜCRETSİZ olarak hizmet verdiğini ve Kansersiz yaşam için tütün ve tütün mamullerinden, alkolden uzak durmalarını, yeterli ve dengeli beslenmeleri, düzenli egzersiz yapmaları, güneşin zararlı etkilerinden korunmalarını ve gereksiz ilaç kullanımından kaçınılmaları konusunda uyarılarda bulundu.
