Bu haber kez okundu.

İstanbul’un Denize Sıfır Tek Premium Projesi: "SeaPearl"
banner229

İstanbul Ataköy’de yer alan SeaPearl Ataköy projesinde; çevresel, sosyal ve ekonomik unsurların bir bütün olarak ele alındığını ve bu unsurların hiçbirinden ödün vermeyip denge içinde yönetildiğini açıklayan Kuzu Grup Mekanik İşler Şefi Semih Çalapkulu, sorularımızı yanıtladı.

İstanbul’un denize sıfır tek premium projesi SeaPearl Ataköy, sürdürülebilirlik stratejisinde; çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerin bütüncül bir yaklaşımıyla ele alınmıştır. Avrupa Kıtası’nın en büyük karma projesi olan SeaPearl Ataköy, dört etaptan oluşmaktadır.

İstanbul Ataköy’de yer alan SeaPearl Ataköy projesinde; çevresel, sosyal ve ekonomik unsurların bir bütün olarak ele alındığını ve bu unsurların hiçbirinden ödün vermeyip denge içinde yönetildiğini açıklayan Kuzu Grup Mekanik İşler Şefi Semih Çalapkulu sorularımızı yanıtladı.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Yirmi seneyi aşkın süredir; inşaat sektörü başta olmak üzere, maden sektörü, petrokimya tesisleri ve üretim prosesleri gibi birçok alanda çalışarak ilgili sektörlerde global anlamda çok ciddi tecrübelere sahip oldum.

Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği bölümü mezunuyum. Evliyim ve iki çocuğum var. Aydın Grup, Ciner Grup ve Kuzu Grup’ta mekanik grup şefi olarak çalışma hayatına devam ediyorum.

Kuzu Grup’taki 19 yıllık çalışma hayatımda; inşaat sektöründe, toplamda 12.000 adet konutta, okul, otel, AVM ve hastane işlerinin bulunduğu 15 adet ayrı projenin farklı zaman dilimlerinde yer aldım. Güncel olarak SeaPearl Ataköy’de görev almaktayım.

ZeroBuild ve TESYÖN’de Yönetim Kurulu’nda, Fırat Üniversitesi Danışman Kurulu’ndayım. Aynı zamanda STK’lar ve üniversitelerle iletişim içindeyim. 2019 yılı itibariyle, teknik makalelerim ve serbest yazılarım 60’ı aşkın mecrada yer almakta.

Kuzu Grup’u tanıyabilir miyiz?

2006 yılından beri bünyesinde bulunduğum Kuzu Grup, inşaat sektöründe bir asra yakın bir zamandır elde ettiği, bilgi birikimi ile hem yurt içinde hem de yurt dışında onlarca proje geliştirmeye devam eden büyük bir yapıdır.

Bundan tam 81 yıl önce, 1943 yılında bir aile şirketi olarak, Abdülkerim Kuzu ve üç kardeşi tarafından kurulan Kuzu Grup, Abdülkerim Kuzu’nun vefatının ardından Kuzu İnşaat Ltd. Şti., olarak Garip Kuzu, Gökçen Kuzu, Güven Kuzu ve Özen Kuzu’nun işleri devralmasıyla birlikte güçlenerek yoluna devam etmekte ve ikinci neslin halen görev başında olduğu grubumuz, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin kalkınma dinamiklerine ve ekonomisine tam ve koşulsuz destek vererek yoluna devam etmektedir.

Altyapı ve üstyapı projelerimizle kalkınan ve Türkiye’ye yıllardır omuz veren Kuzu Grup olarak, sürekli yükselen başarı grafiğimizi; Asya, Avrupa ve Afrika olmak üzere projelerimizi üç kıtada devam ettiriyoruz.

Bulunduğumuz faaliyet alanlarında lider olarak hareket etmeyi artık bir alışkanlık haline getirdik. Liderliğin verdiği sorumluluklarımızın bilinciyle, sürdürülebilirlik yaklaşımını odağımıza aldığımız projelerimizle, kalite ve güvenilirliği adımızın başına yazmış olmanın gururunu yaşıyoruz.

Faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda, lider oyuncu olma vizyonuyla hareket eden şirketimiz; 1943’ten bu yana 500’ün üzerinde projeye imza atarak, 150.000’den fazla konut teslim etmiş, yüzlerce okul, hastane, resmi bina, arıtma tesisi vs. uluslararası standartların üstünde üreterek, teslim etmenin gurunu taşımaktayız.
10.000’in üzerinde çalışanı ile birlikte Türkiye’nin olduğu kadar dünyanın da en büyük inşaat şirketleri arasında yer almaya devam ettiğimizin göstergesi olarak; Kuzu Grup, 2022 Engineering News Record (ENR) Dünyanın En Büyük 250 Müttehitti sıralamasında bu sene 125. sırada yer bulmuştur. 2023’de; Cumhuriyetimizin 100. yılı, bizimde 80.yılımızı kutlayarak, çifte bayram yapmış olduk. Bunu onuru ve gururla birlikte, tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.

81. yılını kutladığımız 2024 yılında, Türkiye’nin ve dünyanın en önde firmalarından biri olarak devam etmekten gurur ve onur duymaktayız.

Şahsım adına şunu söylemeden geçemeyeceğim, 19’uncu yılına girdiğim bu değerli yapının içinde olmaktan, onur ve mutluluk duymaktayım. Değerli Kuzu Ailesine ve üst yönetimine desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim.

Devam eden veya yakın zamanda biten projelerinizden bahseder misiniz?

Başladığımız ve devam eden projelerimiz şöyle sıralayabiliriz;

İstanbul Bayrampaşa’da 300 Yataklı Hastane Projesi, İstanbul Beykoz’da 500 Yataklı Hastane Projesi, İstanbul Arnavutköy’de Konut ve Okul Projeleri, İstanbul Okmeydanı’nda Kentsel Dönüşüm Konut ve Ticari Yapı Projesi, İstanbul Fikirtepe’de Kentsel Dönüşüm Konut Projeleri, İstanbul Baltalimanı İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi Projesi,  Kocaeli Dilovası Organize Sanayi Projesi, Malatya Deprem Konutları Projeleri, Adıyaman Deprem Konutları Projeleri, Hatay Deprem Konutları Projeleri, Beyrut-Lübnan Daoura/Bourj Hammoud Atık Su Arıtma Tesisi Projesi,  Karadağ Podgorıca Atık Su ve Çamur Arıtma Tesisi & Çamuru Yakma Tesisi İnşaatı Projesi,  Özbekistan Chınaz Atık Su Arıtma Tesisi Projesi Dizayn-Yapım- İşletme İşleri Projesi, Yeniköy (Karacabey) Atık Su Arıtma Tesisi Yapımı Projesi,   Orhangazi ve İznik Atık Su Arıtma Tesisleri Kapasite Artışı Yapım İşi Projeleri yapımı başlanmış ve devam eden onlarca altyapı, üstyapı ve arıtma tesisleri inşaatlarımıza devam etmekteyiz.

Projelerinizin genelinden bahsetmek gerekirse, neler yaptığınıza dair ayrıntıları alabilir miyim?

Kuzu Grup olarak, İstanbul’da SeaPearl Ataköy, Spradon Evler, Spradon Kuleler, Spradon Teras Evler, Spradon Residence, Spradon Quartz, Spradon Vadi, Divan Residence, Ankara’da Kuzu Effect, Kumru Ankara, Park Vadi Evleri, Park Vadi Premium, Park Vadi Batı Evleri, Divan Konutları ve Kuzu Effect AVM gibi kalite, konfor, yaşam alanları ve sosyal donatıları beraberinde sunan projelere imza attık.

AVRUPA’NIN EN BÜYÜK KARMA PROJESİ

Her geçen gün projelerimize yenilerini ekleyerek, çıktığımız bu yolda başarı grafiğimizi yukarılara taşımaya devam ediyoruz. Kuzu Grup Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Özen Kuzu’nun da 2013 yılında kamuoyuna deklare ettiği gibi SeaPearl Ataköy projemiz; 2,7 Milyar Amerikan Doları piyasa değeriyle Avrupa Kıtası’nın en büyük karma projesi olarak kamuoyuna açıklamıştı.

SeaPearl Ataköy projemiz dört etaptan oluşmakta olup; birinci ve ikinci etabı konut, üçüncü etabı otel ve dördüncü etabımızda hastanedir.

İstanbul’un denize sıfır tek premium projesi olan SeaPearl Ataköy Projesi’nin; 628 adet konuttan oluşan ilk etabını ve 770 adet konutluk ikinci etabını tamamladık, teslimleri gerçekleştiriyoruz.

SeaPearl Ataköy projemizin üçüncü etabı olan otel etabımız, İstanbul’un yeni ikonlarından 204 oda ve 62 rezidansa sahip, eşsiz mimarisi ve ultra lüks konseptiyle JW Marriott Hotel Marmara Sea, 9 Mayıs 2022 itibariyle vatandaşlara hizmet vermeye başladı.

SeaPearl Ataköy projemizin dördüncü etabı olan hastane etabımız, uzman kadrosu ve sağlık sektöründe fark yaratan anlayışıyla otuz yılı aşkın bir süredir hizmet veren Medicana Sağlık Grubu’nun son hastanelerinden biri oldu.

Medicana Ataköy Hastanesi, 11 Eylül 2023 itibariyle dünya standartlarındaki sağlık hizmetini modern ve üst düzey mimarisiyle halkımıza hizmet etmeye başlamıştır. Kuzu Grup olarak, Ankara’nın ilk LEED Goldprojesi olan Kuzu Effect ve Kumru Ankara projelerini de tamamlayarak, başkentimize prestij kazandıracak yaşam alanlarını sunmanın mutluluğu içindeyiz. Yurt içinde hayata geçirdiğimiz farklı, yenilikçi, akıllı teknoloji ile donatılmış projelerimizin yanı sıra yurt dışında birbirinden önemli ve konuşulan işlere imza atıyoruz.

İran ve Cezayir’de uydu kent projeleri inşa ettik ve Cezayir’de 30 bin adet konutluk bir projeyi hayata geçirdik.

2010 yılında İran’da dünyanın tek kontratla imzalanan en büyük sosyal konut projesi Mesken Meher’in ihalesini kazandık ve 20 bin adet konututamamladık. Paris’te ise 37 bin adet konutluk projenin inşaat çalışmalarına devam ediyoruz. Proje dahilinde altyapı inşaatı ve sosyal alanları geliştirmenin yanı sıra, İran’ın 520 bin m3/gün kapasiteli, ülkenin en büyük atık su arıtma tesisinin de inşası bitirildi.

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEĞE KATKI SAĞLIYORUZ

2003’ten bu yana işletmesini ve inşaatını üstlendiğimiz arıtma alanındaki projelerimizle sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlıyoruz. Kuzu Grup olarak, İstanbul’da 68 adet pompa istasyonu, 9 adet ön arıtma tesisi, 41 adet ileri biyolojik atık su arıtma tesisi haricinde, Bursa’da 5 adet ileri biyolojik atık su arıtma tesisi, 4 adet ön arıtma tesisi, 67 adet pompa istasyonu, 42 adet paket arıtma istasyonu, 65 adet doğal atık su arıtma tesisi, 8 adet içme suyu arıtma tesisi ile 650’nin üzerinde çalışanımızla faaliyetlerimize devam ediyoruz.

Batı Tahran’da İran’ın en büyük atık su arıtma tesisinin ihalesini kazanmış olmanın yanı sıra, 2019 yılında Avrupa Yatırım Bankası (EIB) tarafından finanse edilen Lübnan’ın başkenti Beyrut’un en önemli çevre yatırımı olan Bourj Hammoud Atık Su Arıtma Tesisi yapımı ihalesini de kazanarak; Lübnan Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Konseyi (CDR) ile birlikte atık su arıtma tesisi projesi gerçekleştiren ilk Türk firması olmanın gururunu yaşıyoruz. 

Karadağ’da en büyük arıtma tesisi ihalesini uluslararası arenada kazandık. Özbekistan’da Asya Yatırım Bankası finansman desteği ile Chinaz Atık Su Arıtma Tesisi ihalesini kazandık ve sözleşmesini imzaladık. Ayrıca Denov Membran Atık Su Arıtma Tesisi’ni küçük alanda yüksek verimli Membran Biyoreaktör (MBR) teknolojisi ile inşa ediyoruz.

Yurt dışında Karadağ, Makedonya, Belarus, Ürdün, Katar, Kuveyt Bangladeş ve Özbekistan gibi ülkelerde uluslararası finansmanlı çevre projelerinde, birçok büyük arıtma projesinin ihale süreçlerini de yakından takip ediyoruz.

Kuzu Grup olarak, Emlak Konut Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında çehresi değişen Fikirtepe Mahallesi’nde 3 etapta 609 adet, 508 adet ve 895 adet olmak üzere 2.351 adet modern tasarımlı yaşanabilir konut inşaatına başladık. Ayrıca Emlak Konut ile İstanbul Okmeydanı Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında çehresi değişen Okmeydanı Mahallesi’ne 778 adet modern tasarımlı yaşanabilir konut inşaatı ile katkı sunuyoruz. İstanbul, Kocaeli ve Bursa altın üçgeninin kalbinde, ülkemizin en büyük sanayi gelişim aksında yer alan Dilovası Modern Sanayi Sitesi’nde 304 imalathane, 15 dükkân, 25 ofis inşa ediyoruz.

Çağdaş ve geleceği korumak hedefiyle gerçekleştirdiğimiz yapılanmalarımızla ISO 9001 Kalite Yönetimi, ISO 14001 Çevre Yönetimi ve OHSAS 18001 İş Güvenliği sertifikalarını almaya hak kazandık ve böylece, inşaat ve altyapı sektörlerinde entegre yönetim sistemi kapsamında faaliyet gösteren az sayıda şirketten biri olduk.

SeaPearl Ataköy projesinde uygulanan sürdürülebilirlik stratejilerinden bahsedebilir misiniz? Buna paralel olarak da enerji verimliği ve iklim değişikliği konusundaki görüşleriniz nedir?

SeaPearl Ataköy projemizde; tedarikçilerden tüketicilere kadar uzanan geniş çözüm ortakları yelpazesinin tüm paydaşlarımıza beklentilerini dikkate alarak sistemlerimizi tasarladık. Sürdürülebilirlik stratejisinde de tüm çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerin bütüncül bir yaklaşımla ele alındı. Yani bu unsurların biri için diğerinden ödün vermeden, bir denge içinde yönetildi.

Şunu çok iyi biliyoruz ki; sürdürülebilirliği stratejilerine entegre eden şirketler risk ve fırsatları etkin ve proaktif bir yaklaşımla yönetiyorlar. Bu sayede de rekabet güçlerini ve marka değerlerini artırabiliyorlar, bu da sonuç olarak finansal sürdürülebilirliğe önemli bir katkı sağlıyor.

Bu olguyu tüm ürettiğimiz projelerde de uygulamak için elimizden gelen gayreti göstermekteyiz. Enerji verimliliği ve iklim değişikliği konusundaysa; enerjiyi verimli kullandığımız takdirde, iklim değişimine müspet anlamda katkımız olmaktadır.

Ürettiğimiz yapılarda; enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, enerji israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin azaltılması ve çevrenin korunmasını sağlamak için asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi konularındaelimizden gelen tüm gayreti göstermek tüm toplum paydaşlarının görevidir.

Binanın enerji kullanımı azaltmasının nedenlerinden birisi de dünyada iklim kuşaklarından yararlanmaktır. Dünyada farklı iklim kuşakları vardır. Bizler yaşadığımız binaları, iklim koşullarına göre tasarlamak zorundayız. En ince ayrıntısına kadar düşünüp, hayata geçirmekten aslında mükellefiz.
Binanın enerji sistemini en masrafsız ve tasarruf sağlayacak şekilde inceleyerek ve tasarlayarak, mimari tasarımlar geliştirerek uygulamamız gerekir. Aynı yapıyı; Erzurum’da yaparken farklı kriterlere göre gerçekleştirdik. Ankara’da ya da İstanbul’da yapılmasını projelendirip kurguladığımızdaki kriterlerimiz de çok farklıydı.

Örneğin, Eylül 2023’de bitirdiğimiz SeaPearl Ataköy Hastane (Medicana Ataköy Hastanesi) İstanbul Bakırköy ilçesinde olup, denize çok yakın olması nedeniyle dış alanda konumlandırdığımız tüm cihazlarımız deniz suyunun rüzgarla taşınması sebebiyle korozyon tehlikesine karşı ekstra önlem alınmıştır. Benzeri önemler, nem konusunda da alınmıştır. Aynı yapı örneği, İstanbul Başakşehir ilçesinde olsaydı bu konuyla ilgili hassasiyet daha az olurdu. Tabi bu hassasiyetten dolayı alınan ürünler, özel üretim olması sebebiyle maliyetlerimizi de yükseltmiştir.

Kuzu Grup olarak hedefiniz nedir?

Kuzu Grup Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Özen Kuzu’nun birçok mecrada ifadesini, bende dile getirmek isterim. İnşaat sektöründe ülkemizde ve dünyada söz sahibi bir şirket olma hedefimiz var.Dünyanın en büyük 20 inşaat şirketinden biri olma hedefiyle çıktığımız yolda, sürdürülebilir, fonksiyonel, kaliteli, modern ve lüks projelere imza atıyoruz.

Altyapı ve üstyapı projelerimizle kalkınan bir Türkiye’ye 81 yıldır omuz veren bir marka olarak, iklim değişikliğinin etkilerini tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görmeye başladığımız bugünlerde çevreci tasarımlara ekstra önem veriyor, Orta Doğu ve Afrika’da 7,7 milyon m2’lik; Türkiye genelinde ise 4,8 milyon m2 inşaat alanında aktif olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Sürdürülebilirlik anlayışı Kuzu Grup bünyesinde nasıl karşılık buluyor?

Temel felsefemizin; sağlam, sürdürülebilir, fonksiyonel ve estetik yaşam alanları üretmek olan Kuzu Grup’, kuruluşundan bu yana imzasını attığı toplu konut alanları, okullar, hastaneler, oteller, arıtma sistemleri ve resmi binalarla tüm yurtta kalkınmanın temel dinamiklerine katkıda bulunmuştur.

Grubumuzun ürettiği yapılarda kalite ve güvenliğe verdiği önem, inşaat sektöründe yer alan diğer firmalar için örnek teşkil etmektedir. Aslında bizler sürdürülebilirliğimizi ve kalitemizi; çekirdek kadrolarımızla devam etmekte bulmaktayız. Projelerimizin büyüklüklerine göre, ilgili anahtar yani çekirdek kadromuza ekstra personel takviyesi yaparak, bugüne kadarki devasa projelerimizi hakkıyla bitirerek, sürecini başarıyla tamamladık.

Mekanik işler, kaba işler, ince işler, altyapı işleri ve elektrik işlerinde ana kalem imalatlarındaki çalışan grup liderlerimiz; adeta şirketimizin inşaat, mekanik, elektrikte hafıza olmuştur. İlgili çalışma arkadaşlarımızın, 15-20 senedir projelerimizde çalışmasıyla sektörde Kuzu Grup ekolüyle oluşturmamızı sağlama şansımız oldu.

Tüzel kişiliğin hafızası yoktur, hafıza gerçek kişiyle sağlanmaktandır. İşin sırrı; insana ve bilgi verdiğimiz değerden kaynaklanmaktadır. Çünkü bilgi ve tecrübe bizim olmazsa olmazımızdır.

BIM inşaat sektöründe ne gibi avantajlar sağlıyor?

BIM (Building Information Modeling); Yapı Bilgi Modellemesi olarak çevirebiliriz. Mekanların fiziksel ve fonksiyonel özelliklerinin dijital temsillerinin üretilmesini ve yönetilmesini içeren çeşitli araçlar, teknolojiler ve sözleşmeler tarafından desteklenen bir süreçtir.
BIM inşa edilmiş bir varlık için bütüncül bir bilgi oluşturma ve yönetme süreciyle birlikte; akıllı bir modele dayanan ve bir bulut platformuyla sağlanan, bir varlığın planlama ve tasarımdan inşaat ve işletme aşamasına kadar uzanan yaşam döngüsü boyunca dijital gösterimini oluşturmak için yapılandırılmış ve birden fazla disiplinden elde edilmiş verileri bir araya getirir.

BIM başlangıcında aslında mimari projelendirmeyle başlar, bu altlığın üstüne diğer disiplinler (mekanik, elektrik, altyapı, otomasyon vs.) kendi projelerini entegrasyonuyla süreç bir bütünlük kazanmış olur. Böylelikle projelendirme aşamasında süperpoze dediğim süreçten doğal bir şekilde çözülerek, sonuca ermiş olur. İnşa edilecek bir projenin dijital modelinin oluşturulmasıyla çalışan BIM; tüm aşamalarda mimar, mühendis, müteahhit, tedarikçi ve işletmecilerin işlerini kolaylaştırıyor.

Sisteme eklenen veriler sayesinde disiplinler arası paydaşların bilgi eksiklikleri gideriliyor, olası çakışmalar engelleniyor. Yatırımcılar ile uygulamacılar, böylelikle sahada daha iyi ve sağlıklı uygulamalar yapmış olur. Ayrıca biz yatırımcılar ve uygulayıcılar olarak; yapıları işletecek olan Tesis Yönetim’deki ilgililere, sağlam ve çalışır durumda teslim etmek durumdayız.

Bunun öneminden dolayı 2022 yılında kurduğumuz, TESYÖN (Uluslararası Tesis Yöneticileri Derneği) derneğimizin Kurucu Yönetim Kurulu üyesiyim. BIM’le yapılmış bir yapıda işletme aşamasında bu verileri elinde bulunduran tesis yöneticileri ya da işletmeciler daha sağlıklı hareket edecekler. Tüm dünyada süreç Yapı Bilgi Modellemesi (BIM)’ne, doğru gitmektedir.

İnşaat sektöründe yapay zekânın yeri nedir? Yapay Zekâ (AI) hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?

Dünya genelinde iş gücünün yüzde 7 gibi bir oranını karşılayan inşaat sektörü, 10 trilyon Amerikan dolarlık yatırım hacmiyle dünya ekonomisinin bel kemiği halinde bulunuyor. Dünyada reel sektörün devlerinden biri konumunda olan inşaat sektörü, yapay zekâ teknolojisi ve diğer teknolojilerin kullanımı bakımından, oldukça geride kalmış durumdadır.

Yapay Zekâ, bilgisayar sistemlerinin normalde akıllı insan müdahalesi gerektiren işleri yapabilme becerisi olarak tanımlanmakta olup, bu robotların ötesine geçen çok geniş bir tanımdır.

Teknolojik ilerleme ile günümüzde yalnızca insanların yapabileceğini düşündüğümüz işlerin değişime uğrayarak aynı işlerin insanlardan daha iyi yapılabileceği bir dijital çağın gelecekte karşımıza çıkacağı beklentisini taşımaktayım. Otomasyon uygulamaları, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin her geçen gün hızla geliştiği, bu süreçte insan müdahalesine olan ihtiyacın azalarak ya da tamamen ortadan kaldırılarak süreçlerin ilerletileceği beklenmektedir.

Çalışanların, şu anda uyguladıkları yöntemleri bırakıp, teknolojinin gerekliliklerine göre hareket etmeleri, yenilik olarak algılandığından, göz korkutucu bir etkiye sahiptir. Fakat yapay zekânın bu alanda kullanılması işleri daha da kolaylaştıracağı gibi maliyetlerin de minimum seviyelere inmesine yardımcı olabilecektir. Bu sebeple diğer sektörlerde uzun yıllardır kullanılan yapay zekâ sistemleri, yavaş da olsa inşaat sektöründe kullanılmaya başlandı.

“Reports and Data” tarafından yayınlanan bir rapora göre, yapı pazarındaki küresel Yapay Zekanın (AI) 2026'ya kadar 4,51 Milyar Amerikan Dolar'a ulaşması beklenmektedir. İnşaat sektörünün zaman ve maliyet tüketimi gereklilikleriyle birlikte kalitenin ve güvenliğin kolay azaltılması, pazarın büyümesini hızlandıracaktır.

Yapay zekâ, inşaat maliyetlerini birçok yönden azaltmaya yardımcı olabilir. Sanal gerçeklik kullanımı ve mini robotların inşaatı devam eden işleri takip etmek için yapım aşamasında olan binalara yerleştirmesi gibi hususlar sayılabilir. Yapay zekâ, günümüzde modern binalarda elektrik ve sıhhi tesisat güvenlik sistemlerinin gelişmesi için de faydalı olup, tehlike ve kaza risklerini azaltır.

Teknoloji, pek çok firma tarafından sahadaki makine, işçi ve nesnelerin gerçek zamanlı etkileşimlerini takip etmek ve potansiyel güvenlik sorunları, verimlilik sorunları ve inşaat hataları hakkında denetçileri uyarmak için kullanılmaktadır. Yapay zekânın ayrıca insan işgücünü azaltması, pahalı hataları azaltması, şantiye yaralanmalarını azaltması ve bina operasyonlarını daha verimli hale getirmesi beklenmektedir.

Yapay zekâ ve uygulamalarının maliyeti ya da ekonomiye katkıları da oldukça yüksek oranlarda olacaktır. İnşaat sektörünün bu denli yüksek katma değerinin olması sektörde aktif rol oynayacak olan yapay zekâ çalışmalarının finansal boyutunun da önemli olduğunu kanıtlamaktadır.

İnşaat sektöründe; yapay zekâ ve robotik sistemlerin (yani robot eliyle yapılacak işleri kastediyorum) bir araya gelmesi ve inşaat sektöründe hakimiyet kurmasını, önümüzdeki 15-20 sene içinde olacağına inanıyorum. Yapı sektöründe kullanılacak ürünlerinde, bu sisteme uygun olacak şekilde evrimleşeceğini düşünüyorum.

Ünlü fizikçi Stephen Hawking ve diğer bilim insanları, daha önce yapay zekâya (AI) karşı bazı uyarılarda bulundu. Hawking'in endişeleri arasında kontrolsüz gelişim, etik sorunlar, işsizlik tehlikesi, adaletsizlik ve güvenlik tehlikeleri yer alıyor.  

Şahsi olarak görüşümse; bu sürecin ilerde kontrolden çıkma olasılığını yüksek gördüğümden yaşandığı takdirdeyse, insanlık adına sürecin bir tehdit olacağına inanıyorum.

Özellikle vurgulamak istediğiniz bir husus var mı? 

2023 verisine göre 100 Milyar Amerikan Doları enerji ithal etmişiz ve bunun yüzde 36’sını konutlarda kullanılmaktadır. Maalesef yapılarımızın büyük bir çoğunluğu enerji verimliliği konusunda çok kötü olduğu için bu olgunun senelik ülkemize maliyeti ise 20 Milyar dolardır. Bu para her sene boşa yani havaya gitmektedir.

Son yıllarda, dünyada enerji verimliliği ve yenilebilir enerji kaynakları konusunda ciddi atılımlar olmaktadır.

Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı imzalaması ve 2053 Net Sıfır hedefini açıklamasının ardından bu hedefe giden yol haritalarının hazırlıklarının başlanmıştır. 2022 başında yayınlanan NSEB Yönetmeliği ile Sıfır Enerji Binalara ilişkin ilk adım da atılmış oldu. Yönetmeliğe göre 1 Ocak 2023- 1 Ocak 2025 tarihleri arasında yapı inşaat alanı 5 bin metrekare üzerinde olan binalarda yüzde 5 yenilenebilir enerji kullanma zorunluluğu getirildi. 2025 yılından sonra 2 bin metrekare düşürülerek, yüzde 10 yenilenebilir enerji çıkartılacaktır.

“YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAĞINDAN ENERJİYİ TEMİN ETMEK NE KADAR ÖNEMLİYSE, ELDE EDİLEN ENERJİYİ VERİMLİ KULLANMAK O KADAR ÖNEMLİDİR. ENERJİMİZE LÜTFEN SAHİP ÇIKALIM.” 

2020 yılında oluşturulan ve ana hedefi Sıfır Enerji Binası (NSEB) konusunda toplumu bilinçlendirme ile kanun koyucu mekanizmaları bu yönde kanalize etmeyi ana hedefi haline getirmiş ZeroBuild’te Yönetim Kurulundayım. Mihmandar bulunduğum tüm projelerde; enerji verimliliği, sıfır enerji bina ve elektromekanik sistem kurgularını global açıdan en üst seviyede tutarak oluşturmak, ana şiarım olmuştur.

Ülkemizde ürettiğimiz yapılar; Sıfır Enerji Bina, Pasif Ev, Yeşil Bina, Akıllı Bina, Pozitif Enerji Ev, Inovatif Yapılar şekliyle yapmamız kanımca bir milli meseledir. Pasif ev uygulaması 1980’li yıllardan beri Avrupa kıtasında uygulanmaktadır.
Yeşil Binalar ve Akıllı Yapılar 1990 yıllarından beri gelişmiş toplumlarda uygulanıyor. Sıfır Enerji Yapılar 2000’li yıllarda itibaren gelişmiş ülkelerde uygulamalar yapılmaktadır. Türkiye’de bu standartlara göre yapıların hızla dönüşümlerin yapılması çok önemlidir. Daha yaşanabilir bir ülke için hepimiz üretilen enerjiyi ve yaşam alanlarımızın 21. yüzyıl koşullarına göre yapıldığını önceliğiyle ve bilinciyle taktir ederek tepkimizi ile taktirimizi buna yöne doğru vermemiz gerekecektir.

Victor Hugo’nun güzel bir sözü vardır. “Gelecek; güçsüzler için ulaşılmaz, korkaklar için bilinmezlik, cesurlar için ise şanstır.” diye ifade etmiştir. Bizler, toplum olarak; ne zaman cesur ve öngörülü kararlar alırsak, ürettiğimiz yapılar da global açıdan çok nitelikli, fonksiyonlu, verimli ve güvenli olacaktır.
Bu konuya rol model olarak en güzel örnek ise SeaPearl Ataköy gösterebiliriz. Projemizin genelinde global anlamda üst düzey sistemler kurgulanmış ve değerli halkımızın hizmetine sunulmuştur.

Bu fırsatına bana tanıyan Sn. Merve Kaya’ya ve ST Endüstri Dergisi saygıdeğer yetkililerine çok teşekkür ederim. Tüm okuyucularınıza; sağlıklı, mutlu ve huzurlu gelecekler temenni ederim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.