Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, İran'da devam protestolara ilişkin yaptığı açıklamada, halkın sesine kulak vermenin her hükümetin görevi olduğunu belirterek, "Bu açıdan bakıldığında halkın sesine kulak vermek, halkın ne istediğine bakmak ve halkın ekonomik şartlarını düzeltmek için yaptıkları gösterileri meşru zeminde kaldığı sürece kesinlikle bir farklı bir değerlendirmeye tabi tutmamak gerekir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Siirt'e ilk ziyaretini Valiliğe yaptı.
Vali Ali Fuat Atik ve kaymakamlar tarafından karşılanan Başbakan Yardımcısı Işık, Valilik şeref defterini imzaladıktan sonra gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Işık, "Hükümetimiz, devletimiz çok yoğun bir terörle mücadele yürütüyor. Allah'a hamdolsun terörle mücadelenin en başarılı dönemini yaşıyoruz. Terör örgütü çok ağır kayıplar üst üste veriyor.
Terörle mücadelenin güvenlik boyutu olan askerimiz güvenlik görevlilerimiz güvenlik korucularımız büyük bir başarıyla gayretlerini gösteriyorlar. Ancak terörle mücadelenin sadece güvenlik boyutu yok. Terörle mücadele diğer boyutlarıyla yapılırsa başarı elde edilir. Bunun için özellikle illerimizde kardeşliğimizi güçlendirecek birlik ve beraberliğimiz daha da perçinleştirecek illerimizde özellikle geleceğe daha umutla ve güvenle bakacak çalışmaları yapmak durumundayız.
İstihdamdan ekonomiye, sağlık hizmetlerinden spor hizmetlerine kadar pek çok çalışmayı değerlendirmek ve bunun ile ilgili koordinasyon sağlayacak konuları belirleyip ve o konularda ilgili bakanlıklarımızda gerekli çalışmayı yapmak ve başta Siirt olmak üzere daha güzel bir gelecek oluşturmak için geçek oluşturuyoruz" dedi.
ABD'de görülen Hakan Atilla'nın davasına değinen Başlayan Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, davanın bir siyasi dava olduğunu, hukuki bir dava olmadığını söyledi. Başbakan Yardımcısı Işık, "Bu dava baştan beri siyasi bir davadır. Hukuk davası değildir, yani hukuk davası olsaydı eldeki delillerle böylesi bir kararın alınması mümkün değildi.
Ben de davayı yakından takip edenlerden biriyim. Davanın baştan beri bir siyasi dava olduğu açık bu siyasi dava ile ne elde etmek istediklerini önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ama davanın hukuki bir dava olmadığını, davanın siyasi bir dava olduğunu söyleye biliriz" dedi.
İran'daki protesto olaylarına da değinenen Başbakan Yardımcısı Işık, "Şimdi tabi İran'daki başlangıçta ekonomik talepler ile başlayan gösterilerde halkın sesine kulak vermek her hükümetin görevidir.
Bu açıdan bakıldığında halkın sesine kulak vermek, halkın ne istediğine bakmak ve halkın ekonomik şartlarını düzeltmek için yaptıkları gösterileri meşru zeminde kaldığı sürece kesinlikle bir farklı bir değerlendirmeye tabi tutmamak gerekir. Ama belli ki işin içerisine İsrail gibi bir takım farklı mihraklar girince olay kendi mecrandan çıkar. Bölgede zaten yetirince problem var İran'ın özellikle dış müdahale ile içerisinden karıştırılması, Türkiye olarak bizim kabul edeceğimiz bir durum değildir. Bu halkın taleplerini örtmemeli ama dış müdahale ile bir ülkenin karıştırılmasına kesinlikle müsaade edilmemelidir"diye konuştu.
Türkiye'nin açıklanan dış ihracat rakamlarının çok umut verici olduğunu da dile getiren Bakan Işık, bölgede bu kadar büyük sıkıntılar yaşanmasına rağmen Türkiye'nin ihracatta 157 milyar rakamına ulaşmasının büyük bir başarı ve geleceğe de güvenle bakmaya neden olduğunu söyledi.
Işık, Türkiye'nin önünün açık olduğunu, bu kadar büyük türbülansın yaşandığı bölgede Türkiye'nin bu başarıya imza atmasının önümüzdeki süreçte rakamların artarak devam edeceğini kaydederek, Türkiye ekonomisinin temelinin sağlam olduğunu vurguladı.
Işık, daha sonra yapılan güvenlik toplantısına başkanlık etti.
