7 Mayıs 2005’ti.
Dönemin Başbakanı ve Siirt Milletvekili Sayın Recep Tayyip Erdoğan Siirt’e bir dizi açılış ve ziyaretler için gelmişti.
Siirtli İşadamı Haşim Öztanık’ın çocukları tarafından yaptırılan Haşim Öztanık İlköğretim Okulu’nun açılış töreninde kürsüye çıkan Vali Murat Yıldırım konuşmasının bir bölümünde “ Sayın Başbakanım Siirt’te bulunduğum kısa süre içerisinde Siirt halkının en büyük beklentisinin Üniversite olduğu belirtmek isterim.” şeklinde sözleriyle Siirt halkının bu talebini en yetkili kişilere alenen iletti.
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Bu nereden çıktı” tarzı tepkisini anında Belediye Başkanı Mervan Gül’e dile getirdi. Nitekim Sayın Erdoğan konuşmasında bu talebe hiç değinmedi.
Hükümetin programında yeni üniversiteler kurma yoktur. Başbakan çıkartmış olmanın verdiği yüksek beklentinin yansımasını siyasilerin pas geçip valinin dile getirmesi beklenmedik bir çıkıştı.
Siirt halkının o tarihteki en büyük beklentisini dile getirdiğinden mi başka sebepten mi bilinmez ama Vali Murat Yıldırım’ın Siirt’teki görevi iki ay sonra çıkan ilk kararname ile sona erdi. Siirt’te 10 ay gibi kısa bir süre görev yaptı.
Kamuoyuna mal edilen bu beklenti, siyasileri konuyla ilgili bir tutum almaya zorlamıştı.
Popülist bir vaat olan, benim de karşı çıktığım her ile üniversite fikrine Başbakan Sayın Erdoğan’ın sıcak bakmaması doğaldı ve bence de haklı bir bakış açısıydı. “Her ile üniversiteden ziyade, her ile uygun ve çevrede tekrarı olmayan güçlü fakülte uygulamasını gününden dile getirenlerdeniz.”
Sonrasında neden ve kimler tarafından ikna edildiğini bilmemekle birlikte her ile üniversite projesi Ak Parti tarafından hayata geçirildi ve 29 Mayıs 2007’de Siirt Üniversitesi’nin kuruluşu da Resmî Gazete’de yayınlandı.
Siirt halkı makûs talihinin üniversite ile değişeceğine inanmıştı, inandırılmıştı. Üniversite kararı coşkuyla karşılandı.
Siirt’in sosyo-ekonomik, kültürel yapısının üniversite ile değişeceği ve gelişeceği hedefleri A’dan Z’ye toplumda konuşuluyor, yayılıyordu.
Aradan 17 yıl geçti.
Şimdi hayalleri ve gerçekleri yan yana koymak için yeterli süre geçmiş sanırım.
Elde olanlara bakalım:
1- Birçok bölüm açıldı., birçok bölüm öğrenci bulamamaktan kapandı. Açılıp kapanan bölümlerin maliyet analizi yapıldı mı?
2- Gelişmiş üniversitelerle kıyaslandığında ciddiyetten uzak akademik yükselme kriterleri ile doldurulan kadrolar...
3- Birçok laboratuvar malzemesi alındı, kasalarından çıkarılmadan depolarda veya laboratuvarlarda kaderine terk edildi.
4- Birçok bina yapıldı, daha ilk yılında inşaat sorunlarıyla karşılaşıldı.
5- Uluslararasılaşma adı altında alelâde yabacı öğrenci alındı, ancak bu öğrencilerin seçimlerinde ne gibi kriterler gözetildi? Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) puanı aranmadan okula kaydı yapılan öğrencilerin kaçta kaçının okula düzenli devam ettiği hala bir muamma!
6- Siirt’te görünen ama Siirt Üniversite’sine devam etmeyen Türkiye’nin muhtelif yerlerinde işçi olarak çalışan binlerce yabancı uyruklu öğrenci ile ülkenin iktisadi ve sosyal dengesiyle oynandı.
7- TÖMER sınavından geçen ama Türkçe bilmeyen öğrencilere Türkçe yeterlilik belgesi verildiği söylentileri… TÖMER sertifikası ve bölümlerden alınan mezuniyet belgeleri ile Türk vatandaşlarına karşı elde edilen avantaj ile yaratılan haksız rekabet ortamı!
8- Sosyal tesisleri yok denecek kadar az bir üniversite.
9- Kervan yolda düzülür mantığından hareketle, 2018 yılında kurulan ama Morfoloji binası yapımına 2024 yılında başlanan Tıp Fakültesi…
10- Açık ilana rağmen akademisyenlerce tercih edilmeyen, intörnlük dönemini verimsiz ve yetersiz geçirdiğini söyleyen öğrencileriyle bir Tıp Fakültesi…
11- Basına sık sık gururla servis edilen ama verimliliğine ilişkin hiç bir bilginin verilmediği “Hayvan Hastanesi ve “Payetleme Tesisiyle”
12- İhtisas Fakültesi olmasına rağmen Siirt’in tarım ve hayvancılığına somut katkısı bugüne kadar görülemeyen Ziraat Fakültesi…
13- Fıstık üreticiliği, yetiştiriciliği, Ar-Ge çalışmalarıyla 2002’lerde valilik yapan Nuri Okutan’ın önemli bir aktör olduğu iktisadi verimliliğe teğet bile geçemeyen, köylünün binlerce yıllık pekmez üretimini pekmezin tadına bakarak katkı sağlayan bir yönetim anlayışı…
14- Ve koca bir kampüsü köye giden şebekeden besleyen bir üniversitenin bitmek bilmeyen elektrik kesinti çilesini jeneratörlere aşmaya çalışan ve yüksek yakıt maliyetleri ile karşı karşıya kalan bir Üniversite….
15- Basına yolsuzluk iddialarıyla gündeme gelmesini pas geçiyorum.
Bu sorunlar pansumanlık mı , ameliyatlı mı?
Şerh: Rektörlüğe talip olan akademisyenler neden kendilerine ait sosyal medya hesaplarından veya bir basın mensubuna adaylık gerekçelerini, hedeflerini, vizyonunu anlatmayı tercih etmez?
Haklı eleştiriler. Malesef liyakat yok. Hedef yok, başarı yok. Üniversite yerinde sayiyo.