İnsanı içine çeken, güzel duygular uyandıran, ruhu dinlendiren, hayat kokan, hatıralar biriktiren, hele doğa ile bütünlük arz eden evler yapamıyoruz artık.
Varsa yoksa betonarme…
Kepçelerle yıkılan taş eve hiç denk geldiniz mi bilmiyorum ama ben geldim ve izlerken hüzünlendim. Kepçenin tırnağının değdiği, el emeği göz nuru oyulmuş hatıralarla canlılık kazanmış taştaki o acıyı hissettim.
Her yıkılan taş ev ile bir devrin kapatıldığını, bir tarihin silindiğini gördüm.
Oysa betonarme evlerde bırakın böyle bir hissi veya hüznü; tozlaşan betondan ve çıkarılan demirden başka maddiyat ötesi duygu hissetmezsiniz…
Bize şimdilerde lazım olan yaşadığımızı daha doğru bir ifade ile güzel yaşamımız gerektiğini hissettirecek doğayı kirletmeden, gökyüzünü izleyebileceğimiz, dağları gözlemleyebileceğiniz varsa bir nehri veya gölü temaşa edebileceğimiz evler değil mi?
Taş ve ahşabın muhteşem uyumundan üretilecek sadece bedeni değil, ruhunda dinlendiren yuvalar inşa etmekte geç kalıyoruz.