Kaynağı belirsiz hesaplar üzerinden servis edilen, anonim hesaplar üzerinden yayılan; doğruluğu, güvenirliliği sorgulanmadan/sorgulanamadan eylemi gerçekleştirenlerin amacına ulaştığı kaset kumpasının son müştekisi Mustafa Sarıgül oldu!
Kasetteki kişinin Sarıgül olup olmamasının, montaj olup olmamasının bir önemi kalmadan sosyal medya ve kullanıcılar görüntüyü tereddütsüz doğruymuş algısıyla satın aldı.
İtibar cinayetini işleyenler amacına ulaştı.
Bu bilindik bir cinayet tarzıydı.
Deniz Baykal,
MHP Genel Başkan Yardımcıları,
Muharrem İnce’ye karşı da benzer manevi cinayetler işlendi.
Yapay zeka teknolojisini de göz önünde bulundurarak, bu tip paylaşımlar karşısında empati mantığı ile hareket etmek zorundayız.
Hukuk sistemimizi bu tip iddiaları ortaya atanların belirsizliği karşısında güçlendirmeliyiz.
Mevzuat boşluğundan cesaret alanların artmasını engellemeliyiz.
Kasetlerin içeriğine bakmadan, içeriğine ilişkin konuşmalara takılmadan evvel;
“Görüntü nasıl alınmış,
kim tarafından kayda alınmış,
kim tarafından servis edilmiş,
şimdi servis edilmesindeki amaç ne olabilir?” Sorularına cevap aramalıyız.
Sonrasında gerçek mi, montaj mı, iftira mı, tehdit mi, şantaj mı?
Zarfa değil mazrufa bakmalıyız.
Sarıgül’ün veya benzerlerinin yaptığı iddia edilen belden aşağı eylemden daha tehlikeli olan, şüphelilerin yaptığı hukuksuz ve ahlaksız çekimler ve bunu kimliklerini gizleyerek yayma işlemleridir.
Hukuk dışı yollarla, kolluk görevi olmayan kişilerce dört duvar arasında, böcek veya kamera yerleştirmek suretiyle kayıt alınmasını toplum olarak normal karşılamak, cevaz vermek, ses çıkartmamak Sarıgül’ün iddia edilen uçkurundan daha büyük bir tehlike.
Hukuk hepimize lazım ve hukuk her birimizin ve herkesin hayatını düzenleyen kurallar bütünüdür.
Sarıgül’ün iddia edilen görüntüleri gerçek bile olsa, görüntüyü alanlar ve yayanlar suç işliyor.
Özel hayatın gizliliğini düzenleyen TCK 134. maddesinde :
“(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Peki ya Sarıgül’ün iddia ettiği gibi görüntüler ona ait değil ise, montaj ise?
İftira atılıyor ise…
Şantaj amaçlı kullanılıyorsa …
Video üzerinden tehdit ediliyorsa…
Ve biz görüntüleri izleyip, esprilerle bunu gerçekleştirenlerin ekmeğini yağ sürüyorsak…
Sarıgül’ü sevmem, siyaset yapış tarzını da beğenmem, iddia edilen görüntü gerçek ise ve ona ait ise günahı ona der, geçerim.
Ama yasa dışı yollarla görüntü alan, kimliği gizleyerek, hukuki ve idari boşluklardan yararlanarak görüntüleri paylaşların yaptığı suç.
Ve esas büyük tehlike burada.