23 Ağustos’ta başlayan Siirt Üniversitesi’ne rektörlük müracaatları 6 Eylül’de sona eriyor.
Siirt’in yerel dinamiklerinin süreçte etkili olmayacağına olan inançtan mı yoksa başka sebepten mi bilinmez ama süreç sessiz ve adaylar derinden ilerliyor.
Kimlerin müracaat ettiğini ve adayların düşüncelerini sadece ben merak etmiyorum sanırım.
Siyasi bir göreve talip olduğumda bir dost meclisinde “Bürokratlar özellikle de rektörlük seçiminde nasıl bir yol izleyeceksiniz?” seklinde bir soru ile muhatap olmuştum.
Rektörlük ile ilgili kısmını şöyle cevaplamıştım :
“2007 yılında kurulmuş yüksek öğretim için genç dahi diyemeyeceğimiz bir üniversitemiz var.
Bırakın dünya üniversitelerini, kurumsal yapısı oturmuş köklü Türkiye Üniversiteleriyle bile rekabet edebilecek düzeye gelebilmek meşakkatli ve zaman alıcıdır.
Rakip veya refik üniversitelerle arayı kapatıp onları geçmek için aynı tempoda yükseliş, nitelikli bir gelecek inşası için yeterli olmaz.
O yüzden bu iş, şansa veya doğal akışına bırakılamayacak kadar önemli ve değerlidir.
Dolayısıyla ivedilikle, doğru, ehil ve layık bir liderlikle oluşturulacak sağlam ekiple, huzurlu ve üretken bir ortamda çok çalışarak ilerlemek gerekir.
Bu sürecin ilk ayağı da akademik camiada saygınlığı olan, lider yöneticilik becerileri baskın, vizyoner, bu işin layığı bir rektör bulup, onu seçtirip çalışma zemini oluşturmaya çalışırım.
Bu beklenti ile gerekirse özel davetler yapıp süreç kalitesini artırmayı, müracaat sonrasında da tüm rektör adaylarını Siirt’te bir araya getirip; şehrin bürokratlarının, basın mensuplarının ve STK’ların hazır edildiği yemekli bir toplantı düzenletirim.
Adaylarımızın eşit sürelerde kendilerini tanıtmalarını ve anlatmalarını sağlarım.
Neden rektör olmak istediklerini, neden Siirt’i ve Üniversitesi’ni tercih ettiklerini, hedef ve projelerinin neler olduğunu, hedef ve projelerinin nasıl bir ekiple gerçekleştirebileceklerini, Siirt’in sosyal ve ekonomik hayatına etkilerinin neler olabileceğini, rektör olamamaları durumunda Siirt’e devamla nasıl bir katkı sağlayabileceklerini vs takdim ettiririm.
Bu hem üretken bir istişare kültürünü geliştirirdi, hem de doğru aday veya adaylara ulaşmayı kolaylaştırırdı.
Rektörlüğün önemi şehre mal edilir, rektör aday isimleri ve hedefleri sokaklarda konuşulur, eğitim ana gündemimize taşınırdı.”
Görüşlerim sizlere hayalî veya reel gerçeklikten kopuk gelebilir. Çok safsınız yakıştırması da yapabilirsiniz. Hatta böyle birini siz isteseniz de seçtirmezlerdi de diyebilirsiniz. Ama bu doğru ve hakkaniyetli davranma anlayışımı değiştirmez.
Paydasında Siirt menfaati olmayan kararların veya niyetlerin sonunun hüsran olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Akademik/ bilimsel faaliyetler açısından Siirt’i bir akademik üs haline getirme hedefinin farazi olmadığını, bunun yanında şehrin dinamiklerine nüfuz edebilecek, yönlendirebilecek yönetim kadrolarının pek ala mümkün olabileceğinin düşünenlerdenim.
Doğası gereği üniversite düşüncesinin “universitas” bağlatısından hareketle evrensel bir kurum iddiasından uzaklaşması,
Siirt Üniversitesinin lokal bir kurum olarak rolünü benimsemesi, yerelliği kabullenişi,
Kent/üniversite kaynaşmasını sağlayamaması gibi emareleri üzülerek müşahede ediyoruz.
Aynı anda hem bilime, hem eğitime hem de topluma katkısı olmayan üniversitelerin geleceğinin olamayacağını anlamamız ve anlatmamız gerekir.
Bir gecede kuruluş kararı verilen üniversitelerin tabelasının, sürdürülemez hale geldiğinde bir gecede indirilip başka bir üniversite adı altında faaliyetine devam edebileceğini de kestirerek...
Evet profesör olan her akademisyenin rektör adayı olduğu mevcut sistemde; rektörüm, rektörün, rektörü, rektörünüz, rektörleri yerine REKTÖRÜMÜZ demeyi istemek bu şehirde yaşayan her bireyin en temel ve temiz hakkı olsa gerek.
Her ilde üniversite rektörlük seçimleri çok seslilik içinde, bol ve zıt fikirli zeminlerde, yerli mi olsun yabancı mı olsun, fen bilimci mi yoksa sosyal bilimci mi, kadrosu Siirt Üniveristesi’nde mi olsun dışarda da olabilir mi şeklinde tartışılırken Siirt’te böyle bir heyecanın olmaması hayra alamet değil.
O halde karar vericilere ve karar etkileyicilere ulaşarak ölçülü , yerinde ve orantılı bir baskı yapmalıyız.
Bunu yapmazsak veya yapamazsak umudu dört yıl daha ötelemiş oluruz.
Buraya milletvekili yegeni İlyas yolbas atanacak heryere onun yeğenleri atanıyor ak parti son döneminde liyakati kaldırdı CHP belediyelere yakınlarını atarken ki nusan reis bakalım burda liyakate oonem verecek mi