Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, “Şu an Türkiye’de bütün demokratik kurumları, devletin bütün organları 15 Temmuz öncesi gibi değildir, ağır hasar almıştır. 15 Temmuz öncesi askeriye, emniyet, yargı, sivil toplum, siyaset ve Türkiye’nin 16 Nisan referandumuyla birlikte yeniden inşa edilmesinin süreci başlayacaktır.” dedi.
Siirt'te Anayasa Değişikliği Tanıtım Grubu tarafından bilgilendirme toplantısında, kentteki oda, meslek örgütleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerine 16 Nisan’da halk oylamasına sunulacak anayasa taslağı hakkında bilgiler verildi.
16 Nisan’da halk oylamasına sunulacak anayasa hakkında bilgilerin verildiği “Anayasa Değişikliği Bilgilendirme Toplantısı” Siirt Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Siirt Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen bilgilendirme toplantısına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanlarından Ahmet Selim Köroğlu’nun yanı sıra Vali Mustafa Tutulmaz, Akdeniz Üniversitesi Öğrt.Üyesi. Prof.Dr. Muharrem Kılıç, Memur-Sen- Genel Başkan yardımcısı Levent Uslu ve SDP YK Üyesi Mehmet Şahin,Belediye Başkan Vekili Ceyhun Dilşad Taşkın, Baro Başkanı Nizam Dilek,AK Parti İl Başkanı Fuat Özgür Çalapkulu, Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Nedim Kuzu, ilimizdeki meslek örgütleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Toplantı moderatörü ve platform üyesi Mehmet Şahin, burada yaptığı konuşmada, “Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Türkiye’de anayasalar yapıldıktan sonra yapılan bitmeyen tartışma, Türkiye ne zaman sivil bir anayasa yapacak. Bu tartışma toplumun ihtiyaçları çerçevesinde hep devam etti.
1982 anayasasında 18 tane değişiklik yapılmıştı. Şimdi 19. Anayasa değişikliğini gerçekleştiriyoruz. Bunun bir farkı var şimdiye kadarki anayasa değişikliği zaman içerisinde ihtiyaçlarını karşılayamayan maddelerin bir nevi düzeltilmesi şeklindeydi ama ilk defa bir bir anayasa değişikliği meseleyi esastan alan değişiklik olarak karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Köroğlu ise yaptığı konuşmada, siyaseten büyük bölge devleti olmak istiyorsanız, dünya 5’ten büyüktür diye bütün dünyaya mesaj vermek istiyorsanız, mevcut sistemle Türkiye Cumhuriyeti devletinin devam etmesi mümkün olmadığını söyledi. “Biz bu süreçte hükümeti, milletin seçtiği bir başkana kurdurma imkanı sağlıyoruz.” Diyen Köroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda biz hükümeti kendimiz seçmiyor muyuz, mevcut sistemde? Hayır seçmiyoruz. Çünkü biz seçim sandığına gittiğimiz gün o akşam kimin başbakan olacağını bilmiyoruz.
Bunun en tipik örneği de 7 Hazirandır. 7 Haziranda iktidar partisi yüzde 41 oy almasına rağmen o gece kimin başbakan olacağı belli değildi ve gelişen haftalar içinde de MHP Genel Başkanına, Kılıçdaroğlu; gel sen Başbakan ol, hükümeti kuralım teklifini yaptı. Bu telifi yaparken de bunun bir siyasi ayağı da o hükümeti dışarıdan destekleyecek olan HDP’ydi. Bu sistem seçimlerin bittiği akşam, her türlü pazarlığa, Ankara’nın arka mahfilerindeki gizli kapaklı ayak oyunlarına açık olan bir sistem düşünün. Birbirleriyle asla bir araya gelmeyen partiler, belli bir menfaat çerçevesinde kendi aralarında pazarlıklarla hükümet kuruluyordu yine pazarlıklarıyla hükümetler yıkılıyordu.
Biz vesayet kurumlarını nasıl tasfiye edeceğiz veya pratik hayatımızda vesayet kurumları neye tekabül ediyor? Vesayet kurumlarının Türkiye’deki varlığı, parti kurarak, milletin yüzde 50 oyunu alarak, bir sürü insana iş imkanı sunup yatırım yaparak ülkeyi yönetmenize gerek yok. Çünkü Türkiye kuruluş felsefesi olarak halka, millete ve vatandaşa uzak yapılandığı için her türlü kadrocu hareketin, vesayet kurumlarında örgütlenmesine adı ne olursa olsun ve ülkeyi teslim almasına müsait bir yapıyla bugüne kadar geldi.
Yani yüzde 50 oy alarak iktidar olmanıza gerek yok. 50 tane generaliniz, hakiminiz, başsavcınız, jandarmanız olsun. Zaten bir şekilde ülkeyi teslim alma imkanınız var, ülkeyi yönetmeye ortak oluyorsunuz. Yüzde 50 oy alarak, bir sürü insanla derdine ortak olarak, yatırım, köprü yaparak uğraşmanıza gerek yok. Dar bir kadroyla vesayet kadronuzu ele geçirdiğiniz zaman zaten ülkede bir şekilde iktidar ortağı oluyorsunuz ve iktidarın da söz sahibi oluyorsunuz.”
16 Nisan itibariyle devleti, hükümeti millete açtığımız için bu vesayet odaklarında, bu kapalı yapılanmaların örgütlenmesine bundan sonra müsaade edilmeyeceğini kaydeden Köroğlu, şöyle devam etti: “Bu ülkede 15 Temmuz gerçeği yaşandı, hepimiz bunu canlı canlı yaşadık.
15 Temmuzda bu çete FETÖ terör örgütü, devletin demokratik merkezini yine devletin belli kurumlarına sızarak tahrip etmek için harekete geçti. Ama liderimizin cesareti ve milletin feraseti bu acımasız darbe ve iç işgal girişimini önledi. Şu an Türkiye’de bütün demokratik kurumları, devletin bütün organları 15 Temmuz öncesi gibi değildir, ağır hasar almıştır.
15 Temmuz öncesi askeriye, emniyet, yargı, sivil toplum, siyaset ve Türkiye’nin 16 Nisan referandumuyla birlikte yeniden inşa edilmesinin süreci başlayacaktır. Bu bir reform sürecidir, daha önce yapılan değişiklikler sistem için revizyonlardı. İlk defa bir ana eksen üzerinden bir reform süreci Türkiye yeniden inşa ediliyor. Bu yeniden inşa edilme sürecinde bizim üstün durduğumuz en önemli prensip, tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek vatandır. Prensipleri kabul eden 80 milyon bu yeniden inşa sürecinin prensiplerin ana unsurudur.”