AK Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı Murat Yıldırım, terör örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlara ilişkin, "PKK, DAİŞ, DHKP-C terör örgütüne ve Paralel Yapıya yani Türkiye'nin bekasına ve geleceğine el uzatanlar ve dil uzatanlara bu operasyonlar yapılmaya başlatıldı. Sınır ötesi operasyonlar yapıldı buda milletin isteği üzerine yapıldı" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla Yıldırım'ın başkanlığında, AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen, Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, Adıyaman Milletvekili Orhan Atalay, Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar, Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy, Batman Gençlik Kolları Başkanı Emrullah Bardakçı'dan oluşan heyet, Siirt Valiliğini ziyaret ettiler.
Daha sonra Ulu camide Cuma namazı kılan heyet ardından AK Parti İl Başkanlığını ziyaret etti. Yıldırım, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Siirt'te vatandaş, esnaf, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya gelip, bölgede yaşanan olayları görüşeceklerini söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül ile birlikte iki ayrı heyetle bölgede çalışmaları başlattıklarını belirten Yıldırım, çalışmalarının aralıksız süreceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde bölgeyi daha çok ilgilendiren Çözüm Süreci için "gerekirse baldıran zehrini de içerim" demesine rağmen maalesef karşı taraf çözüm sürecini baltaladığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Çözüm süreci bir cümle ile terör Örgütünün silahı bırakmasıydı. Oysa terör örgütü kendisine bir avantaj sağlarcasına algıyı başka bir yöne çevirdi.
Bize oy verin barajı geçelim denildi bu bölge ve Türkiye genelinde oyunu artırmasına rağmen silahları bırakması gerekir ve konuşulması gerekirken maalesef silahları bırakmadığı gibi tehdit etmeye başladı. tıpkı eskiden yaptığı gibi yoları kesti, baraj yapımını engelledi, tehdit etti, sözde mahkemeler kurup milleti haraca bağladı. Sözde sivil toplum örgütü adı altında milleti tehdit ederek haraç kesmeye başladı. Bununla birlikte yetmedi, dağdakiler elbise değiştirmek suretiyle şehre indiler. Şehirde daha farklı çalışma içine girerek milleti sıkıntıya soktular. Birçok yerde "evlerinizi kapatmayın biz terör yapsak bile bizi saklayın sığındırın" şekilde ifadeler var.
Bu bölgede dışarıdan çocukların ahlakını bozmak üzere arkadaşlık kurma ve daha sonra dağa göndermek suretiyle bu çocukları aldattılar. Maalesef bu sıkıntılar devam ediyor. Bunlar bu bölgedeki STK, Kanaat önderleri ve insanlardan aldığımız bilgilerdir. Bunlar yalnız kalmadılar."
Yıldırım, PKK terör örgütü ile birlikte Paralel Yapı, DHKP-C ve DAİŞ terör örgütleri hep birlikte el ele verip Türkiye'yi kaosa sürükleyip, büyümesini engellemek ve yeniden büyük Türkiye olmasını engellemek üzere çalışmalara başlattıklarına dikkat çekti.
- "Meydan terör Örgütü PKK'ya bırakılmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı"
Millet bölgede yaşananlardan çok ciddi bir şekilde rahatsız olduğuna işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti: "Farklı bir algı oluşturularak bölgede meydan terör Örgütü PKK'ya bırakılmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Burada çözüm süreciyle birlikte Türkiye'nin birliği, bütünlüğünü, kardeşliğini ve hangi dilden, dinden ve hangi ırktan olursa olsun birlikte yaşayacağını ortaya koymak üzere bu çalışmalar yapıldı ama istismar edildi. Bu istismarla birlikte Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmek istediler."
- "Sınır ötesi operasyonlar milletin isteği üzerine yapıldı"
Yapılan operasyonların halkın isteği üzerine yapıldığına vurgu yapan Yıldırım, "PKK, DAİŞ, DHKP-C terör örgütüne ve Paralel Yapıya yani Türkiye'nin bekasına ve geleceğine el uzatanlar ve dil uzatanlara bu operasyonlar yapılmaya başlatıldı. Sınır ötesi operasyonlar milletin isteği üzerine yapıldı. Millet artık devletti yanında görmek istedi, devletiyle bütünleşmek istedi ve hukukun üstünlüğünü istedi.
Bu vesileyle yapılan bir "huzur operasyonu" vardır hem Türkiye içerisinde sınırların ötesinde tabi ki bir tane terör örgütü kalmayana kadar bunların devam edeceği herkes tarafından bilinmelidir. Çünkü toplumumuz ve milletimiz bunu istiyor." Yıldırım, bölge halkıyla yapılan görüşmelerin daha sonra bir rapor halinde Başbakan Ahmet Davutoğlu'na sunacaklarını kaydetti.
Gazetecilerin çözüm sürecinin ülkeye ne kazandırdığı şeklindeki sorusuna cevap veren Adıyaman Milletvekili Atalay ise 3 yıl devam eden çözüm sürecinde 5 bin kişinin hayatı kurtulduğunu söyledi.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Orhan Atalay konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çözüm sürecinin başladığı tarihin bir ay evvellinin istatistik sonuçları alın 3 yıl yıla çarpın bu gün eğer bu topraklarda şarkta veya garpta, kışlada yada dağda fark etmiyor bu memleketin çocukları 5 binine yakını hayattaysa bu hayatta oluş çözüm sürecinin getirisidir. Dolayısıyla bu millet tek başına o kadar değerli ve kıymetli bir şeydir ki 5 bin can kurtarılmıştır.
Kobanili bir bebeğin sahile vuran o görüntüsü bütün dünyayı derinden etkileyen ve insanları ciddi ciddi düşündüren o görüntüyü ve bu 5 bin canında ailelerini hesaba katın ne kadar değerli bir şey yapıldığını göreceksiniz."
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla Yıldırım'ın başkanlığında, AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen, Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, Adıyaman Milletvekili Orhan Atalay, Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar, Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy, Batman Gençlik Kolları Başkanı Emrullah Bardakçı'dan oluşan heyet, Siirt Valiliğini ziyaret ettiler.
Daha sonra Ulu camide Cuma namazı kılan heyet ardından AK Parti İl Başkanlığını ziyaret etti. Yıldırım, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Siirt'te vatandaş, esnaf, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya gelip, bölgede yaşanan olayları görüşeceklerini söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül ile birlikte iki ayrı heyetle bölgede çalışmaları başlattıklarını belirten Yıldırım, çalışmalarının aralıksız süreceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde bölgeyi daha çok ilgilendiren Çözüm Süreci için "gerekirse baldıran zehrini de içerim" demesine rağmen maalesef karşı taraf çözüm sürecini baltaladığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Çözüm süreci bir cümle ile terör Örgütünün silahı bırakmasıydı. Oysa terör örgütü kendisine bir avantaj sağlarcasına algıyı başka bir yöne çevirdi.
Bize oy verin barajı geçelim denildi bu bölge ve Türkiye genelinde oyunu artırmasına rağmen silahları bırakması gerekir ve konuşulması gerekirken maalesef silahları bırakmadığı gibi tehdit etmeye başladı. tıpkı eskiden yaptığı gibi yoları kesti, baraj yapımını engelledi, tehdit etti, sözde mahkemeler kurup milleti haraca bağladı. Sözde sivil toplum örgütü adı altında milleti tehdit ederek haraç kesmeye başladı. Bununla birlikte yetmedi, dağdakiler elbise değiştirmek suretiyle şehre indiler. Şehirde daha farklı çalışma içine girerek milleti sıkıntıya soktular. Birçok yerde "evlerinizi kapatmayın biz terör yapsak bile bizi saklayın sığındırın" şekilde ifadeler var.
Bu bölgede dışarıdan çocukların ahlakını bozmak üzere arkadaşlık kurma ve daha sonra dağa göndermek suretiyle bu çocukları aldattılar. Maalesef bu sıkıntılar devam ediyor. Bunlar bu bölgedeki STK, Kanaat önderleri ve insanlardan aldığımız bilgilerdir. Bunlar yalnız kalmadılar."
Yıldırım, PKK terör örgütü ile birlikte Paralel Yapı, DHKP-C ve DAİŞ terör örgütleri hep birlikte el ele verip Türkiye'yi kaosa sürükleyip, büyümesini engellemek ve yeniden büyük Türkiye olmasını engellemek üzere çalışmalara başlattıklarına dikkat çekti.
- "Meydan terör Örgütü PKK'ya bırakılmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı"
Millet bölgede yaşananlardan çok ciddi bir şekilde rahatsız olduğuna işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti: "Farklı bir algı oluşturularak bölgede meydan terör Örgütü PKK'ya bırakılmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Burada çözüm süreciyle birlikte Türkiye'nin birliği, bütünlüğünü, kardeşliğini ve hangi dilden, dinden ve hangi ırktan olursa olsun birlikte yaşayacağını ortaya koymak üzere bu çalışmalar yapıldı ama istismar edildi. Bu istismarla birlikte Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmek istediler."
- "Sınır ötesi operasyonlar milletin isteği üzerine yapıldı"
Yapılan operasyonların halkın isteği üzerine yapıldığına vurgu yapan Yıldırım, "PKK, DAİŞ, DHKP-C terör örgütüne ve Paralel Yapıya yani Türkiye'nin bekasına ve geleceğine el uzatanlar ve dil uzatanlara bu operasyonlar yapılmaya başlatıldı. Sınır ötesi operasyonlar milletin isteği üzerine yapıldı. Millet artık devletti yanında görmek istedi, devletiyle bütünleşmek istedi ve hukukun üstünlüğünü istedi.
Bu vesileyle yapılan bir "huzur operasyonu" vardır hem Türkiye içerisinde sınırların ötesinde tabi ki bir tane terör örgütü kalmayana kadar bunların devam edeceği herkes tarafından bilinmelidir. Çünkü toplumumuz ve milletimiz bunu istiyor." Yıldırım, bölge halkıyla yapılan görüşmelerin daha sonra bir rapor halinde Başbakan Ahmet Davutoğlu'na sunacaklarını kaydetti.
Gazetecilerin çözüm sürecinin ülkeye ne kazandırdığı şeklindeki sorusuna cevap veren Adıyaman Milletvekili Atalay ise 3 yıl devam eden çözüm sürecinde 5 bin kişinin hayatı kurtulduğunu söyledi.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Orhan Atalay konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çözüm sürecinin başladığı tarihin bir ay evvellinin istatistik sonuçları alın 3 yıl yıla çarpın bu gün eğer bu topraklarda şarkta veya garpta, kışlada yada dağda fark etmiyor bu memleketin çocukları 5 binine yakını hayattaysa bu hayatta oluş çözüm sürecinin getirisidir. Dolayısıyla bu millet tek başına o kadar değerli ve kıymetli bir şeydir ki 5 bin can kurtarılmıştır.
Kobanili bir bebeğin sahile vuran o görüntüsü bütün dünyayı derinden etkileyen ve insanları ciddi ciddi düşündüren o görüntüyü ve bu 5 bin canında ailelerini hesaba katın ne kadar değerli bir şey yapıldığını göreceksiniz."