Siirt'te, İHH İnsani Yardım Vakfı Genç Gönüllüleri ve Beytül Makdis Çalışmaları Akademisi iş birliği ile düzenlenen "Adım Adım Beytül Makdis" konulu konferans, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Abd al-Fattah el-Awaisi tarafından verildi.
Siirt Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi binasında gerçekleştirilen konferansta, "Mescid-i Aksa'nın yeniden fethindeki rolümüz" konu başlığı ele alındı. Prof. Dr. el-Awaisi, burada yaptığı konuşmada, "Filistin ve Mescid-i Aksa'dan bana ne" şeklinde düşünenlerin olduğunu belirtirken, Kudüs'ün fethinde Diyarbakırlı kadınların da büyük emekleri olduğuna dikkati çekti.
Abd al-Fattah el-Awaisi, şöyle konuştu: "Kadınlar, Selahaddin Eyyubi'ye, Diyarbakır'ın en güzel güllerini toplayıp, sıkıp, yağını koku haline getirerek içerisine koydukları şişeyi Mescid-i Aksa'ya sürmesi, oranın güzel kokmasını ve bu kokunun tüm alemi sarması için yaptıklarını söylüyorlar.
Selahaddin Eyyubi, bütün sefer ve savaşlarında bu kokuyu yanında taşıdı, Mescid-i Aksa özgürleşene kadar bu koku onun yanındaydı. Selahaddin Eyyubi, Mescid-i Aksa'yı özgürleştiren olarak oraya girdi ve Diyarbakırlı kadınların getirmiş olduğu kokuyla Mescid-i Aksa'yı kokulandırdı. Kudüs'ü fethettiğinde bu kokuyla Mescid-i Aksa'nın içini yıkatan Selahaddin Eyyubi, şunları söyler; 'Ben Kudüs'ü fethettiğimde beni en çok etkileyen Diyarbekirli kadınlar olmuştur' dediği bilinir.
" Diyarbakır'ın o dönemdeki kadınlarının bu zamanki Arap liderlerinden ve komutanlarından daha cesaretli olduğunu aktaran el-Awaisi, şöyle devam etti: "Diyarbakırlı kadınlar, Mescid-i Aksa bizim değil Araplarındır demediler, bilhassa onu bildiler, tanıdılar ve anladılar ki; Mescid-i Aksa bütün Müslüman ve bütün müminlerin olduğu gibi, aynı zamanda Kürtlerin de malıdır.
Mescid-i Aksa Kürtlerin de mülküdür. Mescid-i Aksa problemi, bütün dünyadaki Müslümanların problemidir." İngiltere arşivlerinde yaptığı araştırmada, İsrail'in Batılı güçler tarafından Ortadoğu'nun başına bela edilmiş olduğunu gördüğünü ifade eden Prof. Dr. el-Awaisi, "İslam coğrafyasının rahatlaması için Mısır'da zulümle iş başına gelen askeri darbenin gitmesi ve Suriye'deki muhaliflerin hareketinin başarıya ulaşması gerekiyor" görüşünü savundu.
Konferansa, Siirt Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Adnan Memduhoğlu, Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemalletin Erdemci ve İHH Siirt Şube Başkanı Metin Yardım ile öğrenciler katıldı.
Siirt Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi binasında gerçekleştirilen konferansta, "Mescid-i Aksa'nın yeniden fethindeki rolümüz" konu başlığı ele alındı. Prof. Dr. el-Awaisi, burada yaptığı konuşmada, "Filistin ve Mescid-i Aksa'dan bana ne" şeklinde düşünenlerin olduğunu belirtirken, Kudüs'ün fethinde Diyarbakırlı kadınların da büyük emekleri olduğuna dikkati çekti.
Abd al-Fattah el-Awaisi, şöyle konuştu: "Kadınlar, Selahaddin Eyyubi'ye, Diyarbakır'ın en güzel güllerini toplayıp, sıkıp, yağını koku haline getirerek içerisine koydukları şişeyi Mescid-i Aksa'ya sürmesi, oranın güzel kokmasını ve bu kokunun tüm alemi sarması için yaptıklarını söylüyorlar.
Selahaddin Eyyubi, bütün sefer ve savaşlarında bu kokuyu yanında taşıdı, Mescid-i Aksa özgürleşene kadar bu koku onun yanındaydı. Selahaddin Eyyubi, Mescid-i Aksa'yı özgürleştiren olarak oraya girdi ve Diyarbakırlı kadınların getirmiş olduğu kokuyla Mescid-i Aksa'yı kokulandırdı. Kudüs'ü fethettiğinde bu kokuyla Mescid-i Aksa'nın içini yıkatan Selahaddin Eyyubi, şunları söyler; 'Ben Kudüs'ü fethettiğimde beni en çok etkileyen Diyarbekirli kadınlar olmuştur' dediği bilinir.
" Diyarbakır'ın o dönemdeki kadınlarının bu zamanki Arap liderlerinden ve komutanlarından daha cesaretli olduğunu aktaran el-Awaisi, şöyle devam etti: "Diyarbakırlı kadınlar, Mescid-i Aksa bizim değil Araplarındır demediler, bilhassa onu bildiler, tanıdılar ve anladılar ki; Mescid-i Aksa bütün Müslüman ve bütün müminlerin olduğu gibi, aynı zamanda Kürtlerin de malıdır.
Mescid-i Aksa Kürtlerin de mülküdür. Mescid-i Aksa problemi, bütün dünyadaki Müslümanların problemidir." İngiltere arşivlerinde yaptığı araştırmada, İsrail'in Batılı güçler tarafından Ortadoğu'nun başına bela edilmiş olduğunu gördüğünü ifade eden Prof. Dr. el-Awaisi, "İslam coğrafyasının rahatlaması için Mısır'da zulümle iş başına gelen askeri darbenin gitmesi ve Suriye'deki muhaliflerin hareketinin başarıya ulaşması gerekiyor" görüşünü savundu.
Konferansa, Siirt Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Adnan Memduhoğlu, Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemalletin Erdemci ve İHH Siirt Şube Başkanı Metin Yardım ile öğrenciler katıldı.