AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Saadettin Aydın, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Siirt Emine Erdoğan Kız Öğrenci Yurdu Konferans Salonunda düzenlenen "28 Şubat ve Uygulamaları" konferansına katıldı.
AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Saadettin Aydın, konuşmacı olarak katıldığı "28 Şubat ve Uygulamaları" konferansında 28 Şubat sürecinde öğretim görevlisi görevini yürüttüğü sırada eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, Milli Güvenlik Kurulunda genel sekreter yardımcısı görevindeyken hakkında üniversiteye gönderdiği bir yazıdan dolayı görevde atıldığını söyledi. Aydın, burada yaptığı konuşmada, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde öğretim üyesi ve bölüm başkanı olduğu sırada bugünkü gibi başı açık olduğu gibi başı kapalı öğrencilerinde olduğunu uygulanan yasaklara acımasız uygulamaya başlandığını ve kendilerine 'bunları okula almayın, bunları sürün, ceza verin' diye sürekli dikte edildiklerini söyledi.
"Bende bu yasağı nasıl uygularım, kendimi inkar etmiş olurum, bu çocuğun hiçbir suçu yok, kılık ve kıyafetinden dolayı bu çocuğu nasıl okuldan atarım bunu yapamam, bedeli ne olursa olsun yapamam diyordum" diyen Aydın, şöyle konuştu: "Sürekli yoklama alıyor öğretim üyelerimiz, öğretim üyeleri başı örtülü olan öğrencilerle ilgili kırmızı kalemle işaret koyuyorlar ve yoklamayı bana getiriyorlar, yani bölüm başkanına. Bende bunları alacağım işleyeceğim, soruşturma açacağım ve okuldan atacağım diye bekliyorlardı.
Bende alıyordum yoklamaları koyuyorum sümen altı, problem yok bir ay, iki ay, üç ay. İki üç ay sonra ilgili fakültenin yöneticisi bana geldi dedi ki ‘senin bölümünden hiç atılan öğrenci gelmiyormuş’ diye senatoda konuşuyorlardı, Senato dediğimiz Üniversitenin yönetiminin olduğu kurul. Bende ‘demek ki dedim problem yok burada’ yok işte biliyorlar bizim bölümde başörtülü olduğunu biliyorlar. ‘bak seni atarım’ dedi bende atarlarsa atsınlar ne yapayım. Ben bunu uygulayamam dedim.
Neyse tabi öğrendik ki benimle alakalı da soruşturma başlatmışlar, öğrencileri koruyorum diye. Hakkımda açılan soruşturma geldi bir sarı zarfın içerisinde, açtık baktık ki eyvah! Ben çok büyük suçlar işlemişim meğer ‘irtica, bölücülük, vatana ihanet’ var her şey vardı. Oysa suçsa evet bir tane suçum var ‘Müslüman Olmak’, o suçumu bende kabul ediyorum, eğer suçsa o var.
Soruşturmada rektör yardımcısı soruyor bana ‘hocam eşinizin başörtülü olduğu, sizin namaz kıldığınızı, irticai resimler kesimlerle ve öğretmenlerle görüştüğünüz’ gibi bende ‘evet hepsi doğru benim namaz kılmamdan, benim eşimin baş örtülü olmasından size ne?’ o da ‘haklısın da ama ben gene de sormalıyım’ ve sordu cevabını da aldı. Cevaplarını da aynen böyle verdim ‘evet ben namaz kılıyorum, eşim başörtülü, o irticai kesimler dediğiniz insanlar da benim gibi namaz kılan onlarla da görüşüyorum’ dedim. Ve arkadaşlar beni Sivas’ın Divriği ilçesi vardı ve oraya sürdüler."
Hakkında üniversite rektörü tarafından soruşturma başlatıldığını ve rektöre soruşturmanın sebebini sorduğunda 'üstten bilgi var üsten' diye kendisine soruşturma açılması için yukarıdan talimat geldiği şeklinde ifade ettiğini aktaran Aydın şöyle devam etti:"Gidip emniyet müdürlüğünde, istihbarat şube müdürlüğü vardı, yani her kişinin istihbarat kayıtlarının tutulduğu yer. Gittim oraya müdürüyle görüştüm dedim ki ‘benimle alakalı bir şey varsa öğreneyim de sağlam gideyim’ adam açtı bir problem yok dedi.
Rektör tabi öyle diyor işte ‘Üstten bilgi var üst’ bende hocam dedim ‘üst neresi?’, sonra 28 Şubat davası, biliyorsunuz bizim dönemimizde açıldı ya. 28 şubat davası tutanaklarında araştırma ve incelemeler ortaya çıktı ki eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, Milli Güvenlik Kurulunda genel sekreter yardımcısıydı. Benim ismimi zikrederek yazısında YÖK’e bir yazı yazıyor
‘Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi işte şu kişinin irticai faaliyetlerde bulunduğuna dair duyumlar alınmıştır, araştırma inceleme yapılması ve bilgi verilmesi’ adam bunu dedikten sonra beni üniversiteden attılar.
Dört çocuğum vardı, benim ilişkimi kestiler." O süreçte evinin bulunduğu lojmanın çevresi askeri araçlarla sarıldığında evinde suç aleti olmadığı halde suç aleti olarak görülen birçok değerli islami kitaplarını yaktığına ve o süreci çok zor atlattığına dikkat çeken Aydın, kaldığı lojmandan çıkarıldığında Sivas’ta yardımcı doçent doktor olduğunda 300 lira maaş aldığını, gittiği özel lise ile 450 liraya anlaştığını ve hafta sonları kitap yazdığını belirterek, Sivas’ta aldığı maaşın iki katı maaş aldığını ve darda bırakmadığını aktardı. Aydın, başından geçenleri şöyle anlatmaya devam etti: "Öğretmenlik yaptığım esnada, ülkenin içinden geçmekte olduğu sıkıntılı süreçler var. Okuldan atılanlar, işinden olanlar ve artık millet bir arayış içerisine girmiş ve derken Recep tayyip erdoğan biliyorsunuz bir şiir okumuştu, o şiirden dolayı ceza evine gönderildi.
2001 yılında Ankara'da 3-5 arkadaş bir araya gelerek bir siyasi hareket kurmak istediler. O zaman Refah Partisi kapanmış, Fazilet Partisi kurulmuş ve Ak Parti adında bir parti kuruldu. Ak Parti'nin kuruluş aşamalarında bende o zaman Ankara'daydım bizde işte arkadaşlarımızın birçoğu gidiyorduk görüşüyorduk katkı sağlıyorduk. Derken bir gün Gaziantep Üniversitesi'nden bir arkadaşım 'Sen Üniversitede akademisyensin, bizim üniversiteye gel' dedi. Turladık toparladık tamam geliyoruz dedik.
Gaziantep Üniversitesine gittim ve tekrar akademisyenliğime başladım ve başbakanlıktan o gün, bu günkü MİT müsteşarımız Hakan Fidan o zaman TİKA başkanıydı, 'gel seni Kosova'ya öğretim üyesi olarak yollayalım' dediler ve bizde gittik Kosova’ya. Bizi bekleyen, gerçekten onlara bir şey vermemizi, anlatmamızı bekleyen bir topluluk gördüm orada. Dolu dolu günlerimiz geçiyordu, çok hayırlı işler yapıyorduk, koşturuyoruz ve derken erken seçim kararı alındı.
Ak Parti o zaman iktidarda, bana dediler ki gel milletvekilliğine aday ol, peki dedim ve istifa ettim, geldim milletvekili oldum 2007’de. Ardından çok hızlı bir şekilde ülkedeki bu anti demokratik uygulamaları, anti demokratik adalete ve hakka uymayan bütün uygulamaları peyder pey ortadan kaldırmaya çalışıyoruz."
Konferansa Siirt Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Başkanı Prof.Dr. İhsan Süreyya Sırma, AK Parti Siirt İl Başkanı Özgür Fuat Çalapkulu, AK Parti yöneticileri ve yurtta kalan kız öğrenciler katıldı. Konferansın ardından Yurt Müdüresi Birsen Sümer tarafından, Aydın'a plaket takdimiyle program sona erdi.
AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Saadettin Aydın, konuşmacı olarak katıldığı "28 Şubat ve Uygulamaları" konferansında 28 Şubat sürecinde öğretim görevlisi görevini yürüttüğü sırada eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, Milli Güvenlik Kurulunda genel sekreter yardımcısı görevindeyken hakkında üniversiteye gönderdiği bir yazıdan dolayı görevde atıldığını söyledi. Aydın, burada yaptığı konuşmada, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde öğretim üyesi ve bölüm başkanı olduğu sırada bugünkü gibi başı açık olduğu gibi başı kapalı öğrencilerinde olduğunu uygulanan yasaklara acımasız uygulamaya başlandığını ve kendilerine 'bunları okula almayın, bunları sürün, ceza verin' diye sürekli dikte edildiklerini söyledi.
"Bende bu yasağı nasıl uygularım, kendimi inkar etmiş olurum, bu çocuğun hiçbir suçu yok, kılık ve kıyafetinden dolayı bu çocuğu nasıl okuldan atarım bunu yapamam, bedeli ne olursa olsun yapamam diyordum" diyen Aydın, şöyle konuştu: "Sürekli yoklama alıyor öğretim üyelerimiz, öğretim üyeleri başı örtülü olan öğrencilerle ilgili kırmızı kalemle işaret koyuyorlar ve yoklamayı bana getiriyorlar, yani bölüm başkanına. Bende bunları alacağım işleyeceğim, soruşturma açacağım ve okuldan atacağım diye bekliyorlardı.
Bende alıyordum yoklamaları koyuyorum sümen altı, problem yok bir ay, iki ay, üç ay. İki üç ay sonra ilgili fakültenin yöneticisi bana geldi dedi ki ‘senin bölümünden hiç atılan öğrenci gelmiyormuş’ diye senatoda konuşuyorlardı, Senato dediğimiz Üniversitenin yönetiminin olduğu kurul. Bende ‘demek ki dedim problem yok burada’ yok işte biliyorlar bizim bölümde başörtülü olduğunu biliyorlar. ‘bak seni atarım’ dedi bende atarlarsa atsınlar ne yapayım. Ben bunu uygulayamam dedim.
Neyse tabi öğrendik ki benimle alakalı da soruşturma başlatmışlar, öğrencileri koruyorum diye. Hakkımda açılan soruşturma geldi bir sarı zarfın içerisinde, açtık baktık ki eyvah! Ben çok büyük suçlar işlemişim meğer ‘irtica, bölücülük, vatana ihanet’ var her şey vardı. Oysa suçsa evet bir tane suçum var ‘Müslüman Olmak’, o suçumu bende kabul ediyorum, eğer suçsa o var.
Soruşturmada rektör yardımcısı soruyor bana ‘hocam eşinizin başörtülü olduğu, sizin namaz kıldığınızı, irticai resimler kesimlerle ve öğretmenlerle görüştüğünüz’ gibi bende ‘evet hepsi doğru benim namaz kılmamdan, benim eşimin baş örtülü olmasından size ne?’ o da ‘haklısın da ama ben gene de sormalıyım’ ve sordu cevabını da aldı. Cevaplarını da aynen böyle verdim ‘evet ben namaz kılıyorum, eşim başörtülü, o irticai kesimler dediğiniz insanlar da benim gibi namaz kılan onlarla da görüşüyorum’ dedim. Ve arkadaşlar beni Sivas’ın Divriği ilçesi vardı ve oraya sürdüler."
Hakkında üniversite rektörü tarafından soruşturma başlatıldığını ve rektöre soruşturmanın sebebini sorduğunda 'üstten bilgi var üsten' diye kendisine soruşturma açılması için yukarıdan talimat geldiği şeklinde ifade ettiğini aktaran Aydın şöyle devam etti:"Gidip emniyet müdürlüğünde, istihbarat şube müdürlüğü vardı, yani her kişinin istihbarat kayıtlarının tutulduğu yer. Gittim oraya müdürüyle görüştüm dedim ki ‘benimle alakalı bir şey varsa öğreneyim de sağlam gideyim’ adam açtı bir problem yok dedi.
Rektör tabi öyle diyor işte ‘Üstten bilgi var üst’ bende hocam dedim ‘üst neresi?’, sonra 28 Şubat davası, biliyorsunuz bizim dönemimizde açıldı ya. 28 şubat davası tutanaklarında araştırma ve incelemeler ortaya çıktı ki eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, Milli Güvenlik Kurulunda genel sekreter yardımcısıydı. Benim ismimi zikrederek yazısında YÖK’e bir yazı yazıyor
‘Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi işte şu kişinin irticai faaliyetlerde bulunduğuna dair duyumlar alınmıştır, araştırma inceleme yapılması ve bilgi verilmesi’ adam bunu dedikten sonra beni üniversiteden attılar.
Dört çocuğum vardı, benim ilişkimi kestiler." O süreçte evinin bulunduğu lojmanın çevresi askeri araçlarla sarıldığında evinde suç aleti olmadığı halde suç aleti olarak görülen birçok değerli islami kitaplarını yaktığına ve o süreci çok zor atlattığına dikkat çeken Aydın, kaldığı lojmandan çıkarıldığında Sivas’ta yardımcı doçent doktor olduğunda 300 lira maaş aldığını, gittiği özel lise ile 450 liraya anlaştığını ve hafta sonları kitap yazdığını belirterek, Sivas’ta aldığı maaşın iki katı maaş aldığını ve darda bırakmadığını aktardı. Aydın, başından geçenleri şöyle anlatmaya devam etti: "Öğretmenlik yaptığım esnada, ülkenin içinden geçmekte olduğu sıkıntılı süreçler var. Okuldan atılanlar, işinden olanlar ve artık millet bir arayış içerisine girmiş ve derken Recep tayyip erdoğan biliyorsunuz bir şiir okumuştu, o şiirden dolayı ceza evine gönderildi.
2001 yılında Ankara'da 3-5 arkadaş bir araya gelerek bir siyasi hareket kurmak istediler. O zaman Refah Partisi kapanmış, Fazilet Partisi kurulmuş ve Ak Parti adında bir parti kuruldu. Ak Parti'nin kuruluş aşamalarında bende o zaman Ankara'daydım bizde işte arkadaşlarımızın birçoğu gidiyorduk görüşüyorduk katkı sağlıyorduk. Derken bir gün Gaziantep Üniversitesi'nden bir arkadaşım 'Sen Üniversitede akademisyensin, bizim üniversiteye gel' dedi. Turladık toparladık tamam geliyoruz dedik.
Gaziantep Üniversitesine gittim ve tekrar akademisyenliğime başladım ve başbakanlıktan o gün, bu günkü MİT müsteşarımız Hakan Fidan o zaman TİKA başkanıydı, 'gel seni Kosova'ya öğretim üyesi olarak yollayalım' dediler ve bizde gittik Kosova’ya. Bizi bekleyen, gerçekten onlara bir şey vermemizi, anlatmamızı bekleyen bir topluluk gördüm orada. Dolu dolu günlerimiz geçiyordu, çok hayırlı işler yapıyorduk, koşturuyoruz ve derken erken seçim kararı alındı.
Ak Parti o zaman iktidarda, bana dediler ki gel milletvekilliğine aday ol, peki dedim ve istifa ettim, geldim milletvekili oldum 2007’de. Ardından çok hızlı bir şekilde ülkedeki bu anti demokratik uygulamaları, anti demokratik adalete ve hakka uymayan bütün uygulamaları peyder pey ortadan kaldırmaya çalışıyoruz."
Konferansa Siirt Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Başkanı Prof.Dr. İhsan Süreyya Sırma, AK Parti Siirt İl Başkanı Özgür Fuat Çalapkulu, AK Parti yöneticileri ve yurtta kalan kız öğrenciler katıldı. Konferansın ardından Yurt Müdüresi Birsen Sümer tarafından, Aydın'a plaket takdimiyle program sona erdi.