Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, uzaktan eğitim çalışmaları ve yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarıyla ilgili düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Okulların ne zaman açılacağı yönündeki soruya yanıt veren Bakan Selçuk, "21 Eylül'de belirli sınıflarda yüz yüze eğitimi başlatacağız. Okulların tam anlamıyla ne zaman, hangi şartlarda açılacağına Bilim Kurulu üyeleri karar verecek. Biz hiçbir çocuğumuzu ve öğretmenimizi riske atan bir karara imza atmayız" ifadelerini kullandı.
Erişimde fırsat eşitliğine de vurgu yapan Bakan Selçuk, "Erişimde fırsat adaleti olsun diye internet paketi olmayan çocuklarımıza destek olmak; bugün yine operatörlerden olumlu haber geldi. İki katına çıkarılıyor çocuklarımızın eğitimle ilgili kotaları. Bu anlamda da daha yeni gelişmeler olacak." diye konuştu.
Bakan Selçuk'un açıklamalarından satırbaşları;
Hazırlıklarımız konusunda aylardır çalışıyoruz, hep belirttiğimiz gibi hangi senaryo olursa olsun bu tedbirleri almak gerekiyor diye. Şimdi bir burukluk var elbette ama bildiğiniz gibi bu bütün dünyada ortaya çıkan bir durum. Ve Türkiye'nin de bu bağlamda her gün belli başlı ülkeleri izleyerek tedbirler noktasında gereğini yaptığını sizlerle paylaşıyoruz. Ben bugün bir sunumla başlayacağım; arkasından sizlerin soruları konusunda da ayrıntıya girme imkanımız da olacak.
UZAKTAN EĞİTİM NASIL OLACAK?
Bu önemli bir soru. Bizim bu soruya verdiğimiz cevap aslında çok net. Şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sağlık koşulları nedeniyle uzaktan eğitimin ayrı bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Mart'tan beri bazı aşamaları paylaşıyoruz sizlerle. Başlangıçta, biliyorsunuz televizyon kanalları açtık.
Bu kanalların içeriğini okul kademelerine göre doldurduk Hep şunu söyledik, dünyada bunu yapabilen çok az sayıda ülke var. Artık niteliğinde de çok iddialı hale geldik.3 bin 358 ders çekimi yaptık. Bir dersin toplam yapılma süreci yaklaşık 5 gün sürüyor. Üst üste koyduğunuzda kaç yıl olacağını siz düşünün lütfen. Hala da bu süreç derinleşerek, uzmanlığı artırarak sürüyor. Peki sadece televizyonla yetindik mi? Hayır.
Canlı platformlar kurduk, yapay zeka temelli bir eğitim içeriği olması bakımından dünyada yine birkaç ülkede olan bir içerik. Öğrencinin seviyesini ölçen, durumuna göre bölüm tavsiyesinde bulunan, öğrencinin hızına göre; bu hızla gidersen bölümlerini değiştirdim, azalttım, çoğalttım diyebilen bir zeka. Ya da bir öğrencinin bilemediği sorunun hangi konu eksikliğinden kaynaklandığını otomatik olarak bilip, ekrana hazır olarak getiren bir sistem.
"CANLI SINIFLAR YAPTIK"
Ve bir milyon öğrencim varsa, bir milyon ayrı deneme sınavı yapabilen bir sistem. Bu konu bizim açımızdan kritik. Öğretmenlerimiz için de çok önemli bir dönem. Ben uzun yıllardır eğitim içindeyiz. Hiçbir dönem bu yılki kadar hizmet içi eğitim gördüğünü görmedim.
Öğretmenlerimiz sürekli olarak bir eğitimin içerisindeler; özellikle dijital becerilerin geliştirilmesi konusunda. Başka ne yaptık? Canlı sınıflar yaptık. Dünyada canlı sınıf yapabilen ülke sayısı 3-4'ü geçmiyor. Burada eksiklerimiz, hatalarımız vardı. Bunu nereden biliyoruz? Bir araştırma yaptık, uzaktan eğitimin süreciyle ilgili araştırma yaptık.
"BÜTÜN BUNLARI ANLIK OLARAK İZLİYORUZ"
Öğretmen ve öğrenciler sınıfta olduğu gibi senkron eğitim imkanına buradan sahipler. Uzaktan eğitimi biz anlık olarak ölçüyoruz. Şu anda hangi sınıf düzeyinde, kaç canlı sınıfta hangi hareket var, kaç öğretmenimiz aktif, orta öğretimdeki öğretmenlerin aktivitesi nedir, hangi şehirdedir, hangi kasabadadır, bütün bunları anlık olarak izliyoruz.Biz ilk kez, yaz tatilini de eğitim fırsatı olarak değerlendirdik.
TV kanallarımız hiç durmaksızın yaz programları, yaz okulları açtı. Yaz tatili süresince de tasarım beceri atölyeleri kurduk. Çocukların her türlü konuda bu dijital becerilerle, dramayla ilgili olabilir. Her konuda atölye imkanına kavuşuyor olması, kişisel olarak katılma fırsatının olması önemli.
"EBA'YI ÇOK DAHA İLERİYE TAŞIYACAĞIZ"
Yabancı dille ilgili yazın önemli bir program yaptık. Dedik ki bir yıl boyunca alınan derslerin tamamını bir yazda verebiliriz. A1 seviyesinde ve diğer seviyeleri de dikkate alarak uluslararası nitelikte bir içerik hazırladık ve sunduk. Türkiye'de en çok ziyaret edilen bütün siteler içerisinde 10'uncu site olması, dünyada en çok ziyaret edilen site anlamında EBA'nın ayrı bir yeri var. Çok daha ileri taşıyacağız. Bu tıklanma sayısı ve sürdürülebilir şekilde bunun gerçekleşmesinin de ayrı bir önemi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
"İNTERNET KOTALARI İKİ KATINA ÇIKIYOR"
Erişimde fırsat adaleti olsun diye internet paketi olmayan çocuklarımıza destek olmak; bugün yine operatörlerden olumlu haber geldi. İki katına çıkarılıyor çocuklarımızın eğitimle ilgili kotaları. Bu anlamda da daha yeni gelişmeler olacak.
"ARTIK KİŞİYE ÖZEL EĞİTİM VEREBİLİYORUZ"
Öğretmenlerden bize binlerce talep geliyor. Şöyle bir avantajımız var, artık kişiye özel eğitim verebiliyoruz. Yani 'ben şu konuda almak istiyorum' olabilir. Bununla ilgili dünyadaki büyük markaların gönüllü desteği oldu. Ve yüz binlerce öğretmenimizin eğitimini alması ve iki gün önce de sertifika töreni vardı. On binlerce öğretmenimizin dünyanın her yerinde geçerli sertifika almalarını sağlıyoruz.
Beş binden fazla lise öğrencimiz uluslararası geçerliliği olan sertifika aldılar.Yaptığımız araştırma sonucunda, özellikle erişimde sorun yaşayan çocuklarımızın, ilkokul çocuklarının somut bir takım araç gerece de ihtiyacı var. İlk defa Türkiye'de hikaye temelli bir müfredat çalışmasını yaptık. Bir çocuğun hayatı işlenirken, orada matematik sosyal bilgiler fen işleniyor. Bunu çocuklar çok sevdiler. Bunun devamı gelecek inşallah. 22 bin 700 ilkokuldaki çocuklarımızın eline teslim edildi, somut olarak teslim edildi.
"ON BİNLERCE HİKAYE GELDİ"
Çocuklardan ev yapımı öyküler... Yarışma açtık, evde oturuyorsunuz hadi hikaye yarışması var, hikaye yazın. On binlerce hikaye geldi. Çok enteresan bir yönü var. Çocuklar kendi hayatında neyi yaşıyorsa onu hikayeye yansıtmışlar.Ve çok özel bir jüri bu hikayeleri okudu, bir seçim yaptı. Ve biz bunu somut olarak bastık.
Bu da benim çok etkileyen bir çalışma. Çocukların yaşadıklarını okuyunca inanılmaz.31 Ağustos'ta yüz yüze eğitim başlamazsa senaryomuz var demiştim ya, onun gereğini de bir ay önce hazırladık. Başlasaydı onun gereğini de hazırlamıştık. Onun için hiç tedirginlik yaşamıyoruz, sadece kaliteliyi yükseltmeye çalışıyoruz. Canlı derslerin kapasitesini en az 10 kat artırdık. Destekleyici araçlarımız giderek artacak.
"DERS KİTAPLARI BÜYÜK ÖLÇÜDE DAĞITILDI"
Çalışma kitapları ilk kez çocuklarımıza; bakın ders kitabının dışında çocuklarımızın eline 'öğrenci çalışma kitabı' somut olarak verilecek. Bu yeni bir şey. Ders kitapları da geçen hafta itibariyle çok büyük ölçüde dağıtıldı. Çünkü kitapları iki ay öncesinde bitirmiştik zaten.TSE ile yaklaşık üç aydır çalışıyoruz.
Bir okulun temizliği konusunda nasıl standart olmalı? Neler yapabiliriz, bunu uzmanlar çok uzun süre çalışarak standartlar çıkarıldı. Enfeksiyon önleme kılavuzunu da yayımladık. Bunu velinin, öğretmenin diline göre özel olarak yeniden rehber haline getirilmesi lazım. Hazırlığı tamamladık, tamamlayan okullara da temizlik belgesi veriyoruz.
"1.5 MİLYON ÇOCUĞUMUZUN ERİŞİMİYLE İLGİLİ PROBLEMİMİZ VAR"
Bizim internete erişimde bulundukları bölge itibariyle internet altyapısının olmaması... Çocuklarımızın erişiminde sorun var. Peki bu çocuklar 16 milyon çocuğun erişimiyle ilgili bir problem görülmüyor. Ama yaklaşık 1,5 milyon çocuğumuzun erişimiyle ilgili bir problemimiz var, bunu görüyoruz.Peki bu çocuklara nasıl erişeceğiz? Bu tip durumda olan her bir çocuğumuza, 17 kitaptan oluşan özel bir set veriyoruz.
Başka ne yapıyoruz? EBA destek noktası kurmaya başlıyoruz. Bu noktaları erişimde zorluk çeken çocukların bulundukları bölgede kuruyoruz. Onların taşımasını da üstleniyoruz, gezici EBA destek noktası da hazırlıyoruz.Bütün dünyada böyle bir problem var. Bugün elimizdeki en güçlü araç 31 ağustos için söylüyorum, uzaktan eğitim. Uzaktan eğitimi en iyi şekilde nasıl kullanırız? Bizim derdimiz bu. 31 Ağustos itibariyle bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
SORU-CEVAPSORU:
Milyonlarca insanın gözü bu toplantıda. İki sorum olacak; birincisi özel okullar meselesi. Özel okul temsilcileriyle görüşmelerinizin olduğunu biliyoruz. KDV indirimi istediklerini biliyoruz, aynı zamanda velilerin de özel okullardan indirim talepleri var. Somut bir sonuç çıktı mı?Tabi özel okullarla ilgili olarak defalarca toplantılar yapıp, her bir okulun ayrı ayrı şartları nelerdir, konumu nedir, ücreti nedir...
Bunlarla ilgili çözümleme çalışmaları yapıldı ve temsilcilerle uzun soluklu çalışmalar gerçekleştirildi. Ve biz özel okulların velilerin talepleri noktasında, tedbirler alması noktasında beklentilerimizi net olarak ifade ettik. Onların da geçen hafta deklerasyonu oldu. Ve biz bu talebe uyarak, özel okullarda indirim yapması konusunda; okula göre değişecek bir durum söz konusu. Ama her okulun bunu yapması konusunda okul temsilcilerinin bir mutabakatı var.Vergi ve benzeri hususlar konusunda hayata geçebilecek bazı kolaylaştırmalar, veli lehine... Neler olabilir, bunu da çalışıyoruz. Bir hafta içerisinde belirli bir noktaya da gelmiş olacağız. Netleşen konu şu. Velilerimizin taleplerini özel okullarımızın dikkate alacağını umuyorum. Almaları konusunda da kendileriyle her türlü irtibat içindeyiz.
OKULLAR 21 EYLÜL'DE AÇILACAK MI?
SORU: Yüz yüze eğitime geçiş süreciyle ilgili bazı haberler yansıdı. Şu sınıflar başlayacak, sonra devam edecek şekilde. Dün de haberler vardı ama yalanlandı. Nasıl bir planlama süreci yürütüyor musunuz?Dikkat ediyor musunuz, Bilim Kurulu üyelerine sorular soruluyor. Bizim de tavsiyelerini aldığımız bir kuruldan söz ediyoruz.
Bu soruyu sorduğunuzda bunun çok net ve belirlenmiş bir cevabının aylar öncesinden olamayacağı, o günkü koşullara bağlı olarak sürekli bir değerlendirmeye muhatap olması gerektiği söyleniyor.Diyelim ki biz üç sene önce, iki sene önce net olarak söylüyorduk.
"Okullar şu tarihte açılacak" diyebiliyorduk ama bunun MEB'in tek karar alıp da söylemesi, diğer paydaşlarla işbirliği içinde alınabilecek karar olmasından dolayı mümkün değil.Ama bizim yaklaşımımız nedir, biz çocukların yüz yüze eğitim almasını tabi ki çok istiyoruz. Ama izliyorsunuz, salgının seyrine ilişkin rakamlar sayılar yayımlanıyor.Kurul dese ki, Sağlık Bakanlığımız dese ki "Okulların tamamının açılmasında sakınca yoktur" dese biz bunu elbette açarız. Ama "kesinlikle şu şu olmaz" dese, bizim tam tersini yapıyoruz dememiz söz konusu değil.
Biz hiçbir çocuğumuzu ve öğretmenimizi riske atan bir karara imza atmayız. Benim ricam sadece, resmi kaynaklarda MEB'in sitesinde ne yazıyorsa odur. Önemli olan şu, biz 21'inde belirli sınıflarda yüz yüze eğitimi başlatacağız. Salgının seyri itibariyle, sürekli değerlendirme söz konusu olduğu için biz bunu takip ediyoruz.
Buna uygun olarak da durumumuzu dikkate alacağız.
SORU: Bu yıl yüz yüze eğitimin yapılmaması gündemde olursa, sınav konusu nasıl değerlendirilecek?Şimdi tabi bütün bu süreçlerin birbirine bağlı ve ön şartla ilişkisi var. Müfredat sınava bağlı, sınav öğretmene bağlı, öğretmen veliye bağlı. Bu anlamda biz her zaman öğrencimizi zorda bırakmayacak, öğrencimizin ve öğretmenimizin lehine olan kararları alıyoruz. Bize, henüz daha sınav muhtevası diyelim ki YKS ile ilgili...
İkinci dönemin sonuna doğru ne yapılır, ÖSYM'ye verilir. Bizim şimdiden belirlemek istediğimiz, belirlediğimiz bazı hususlar da var. Bunun ölçme değerlendirme fırsatı bitmek üzere. Bir hafta içerisinde belirli bir netliğe kavuşacak. Şu anda onların görevi.
SORU: Çalışanlarda tedirginlik var. Uzaktan eğitimle kendilerine çok büyük görev düşüyor. Bu yıl nasıl olacak, çok merak ediliyor. Görüşlerinizi almak isterim...Ailelerin müthiş bir heyecanı var. Acemilikleri var, ilk kez böyle bir şeye şahit oluyorlar. Yine Bilim Kurulu'nun tavsiyesiyle biz küçük sınıflarla ilgili başlama noktasında çok daha kararlıyız.
Çünkü bu çocukların akademik ihtiyacı elbette var ama ilk önce manevi ihtiyacı var. Bunu karşılama için de öğretmeniyle az da olsa, bir şekilde bir tanışsınlar. Tanıştığı kişiyle ilkokul iki, üçüncü sınıf öğrencisinin görüşmesi başka olur. Tanımadığı biriyle görüşmesi başka olur.Annelerimiz, çok yoruldular. Bunun farkındayız. Bununla ilgili de nasıl bir kolaylık olursa yapacağız.
Bu yüzden, öğretmenlerimiz 'okullarda olmak istiyoruz, ulaşamadığımız öğrencilere nasıl ulaşırız' bana sordukları soru bu. Binlerce soru geliyor öğretmen arkadaşlarımdan. Ben inanılmaz derecede memnunum. Bu süreçte, milletimizin zor zamanında milletimize sahip çıktılar.Okullara gitmek istemiyormuş öğretmenler vesaire, bunlar bana çok anlamsız geliyor. Çünkü öğretmenlerimizin çabasını biliyorum, bu yüzden müteşekkirim.
SORU: 60 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı bulunan öğretmenlerle ilgili alınacak tedbirler nedir?Risk grubundaki öğretmenlerimizle, hatta bütün öğretmenlerimizle ilgili, servis şoförlerimizle ilgili HES kodları vasıtasıyla herhangi bir öğrencimizin yakınında-ailesinde bir vaka söz konusu ise, o öğrencinin yüz yüze eğitim başladığında okula devam etmemesi konusunda, anlık tedbir alıp da okul yöneticisinin telefonuna düşecek şekilde yazılım altyapımız bitti.60 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan öğretmenlerimiz...
Kamu personeline ilişkin genelge üç gün önce yayımlandı. O yayımlanmadan önce bir kararımızı almıştık. Bu öğretmenlerimizin idari izinli sayılması gibi. Böyle bir risk söz konusuyken bizim onları davet etmemiz asla söz konusu olamaz.Biz öğretmenlerimizin tam zamanlı bir mesai düşünmüyoruz. Okul en güvenli yer. Tedbirimizi olağanüstü alıyoruz.