“Yanmanın sebebi eşyalardaki yağlanmaymış!..”
Yukarıda tırnak içindeki cümleler Türkiye'nin en prestijli kurumu olan Bilimler Akademisinde şeref üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Üner Tan'a ait.
Türkiye gündemini uzun süre meşgul eden Siirt'te eşyası kendi kendine yanan ev ile ilgili yorum yapan Prof. Dr. Üner Tan'a şunları söylüyor;
“Kirli ve pis şeyler durdukça, üstü de örtülü olunca bunlardaki yağ oksitleniyor ve için için yanmaya başlıyor. Bu olayın bilimsel bir kanıtı var. Bu yanma olayıdır. Bir şey nasıl yanar. Eğer bir şey yanıcı maddeyse ve oksijenle irtibat sağlarsa yanar
Deneyde bir kovaya bez parçaları konuluyor ve üzerine keten yağı dökülüyor. Bir şey kirlenince yağlanır. Bu yağ dökülerek bu taklit ediliyor. Bu kovaya ısısını ölçmek için de bir cihaz takılıyor. Başlangıçta 42 derece. 3 saat beklendikten sonra ısı 178 dereceye çıkıyor. Duran yığınlarda ısı artır. Mesela çöp yığınları eşilmezse veya havalandırılmazsa zamanla yanar. "
Öncelikle bu cümleler Türkiye’nin en önemli düşünce merkezi olan Bilimler Akademisi Merkezinin bir düşünce profesörünü yakışmadı. Nedenini de hemen söyleyelim. Bir bilim insanının en önemli özelliği, akademik araştırma yapmadan kanaatte bulunmamasıdır.
Bilim insanının her şeyden önce toplumu ilgilendiren ve kuşkulandıran bu olayı tam anlamıyla araştırması ve yerinde görüp teşhis koşması gerekmez miydi?
Biz bilim adamı değiliz. Yangınların neden çıktığı hakkında ahkam kesmeyeceğiz. Bizim işimiz sadece soru sormak.
Siirt’te 4 ayda 300 kez evi yanan Toprak ailesi ile ilgili kanat getiren profesöre bir sorumuz var, olayı yerinde incelemeden, gözlem yapmadan, eşyaların durduk yerde yanmasını kir ve yağ oluşmasına bağlamak ne kadar bilimseldir?
Bunun mantıklı bir açıklaması var mıdır?
bu tip profesörlere aptal denir