Elhamdülillah Müslüman biriyim. MuhafazaKar değilim olmakta istemem. Çünkü işin içinde Kar var:))
Yani normal yurdumun insanı mütedeyyin bir insanım.
Bu yazı sadece inananları ilgilendirmediği için herkes okuyabilir. Çünkü benim inandığım Allah;
İnananın ve inanmayanın,
Kadının ve erkeğin,
Acem’in, Arap’ın, Türk’ün, Kürt’ün, İngiliz’in, Rus’un, Gürcü’nün, Arnavut’un, ….
Zencinin ve beyazın,
Zalimin ve mazlumun,
Amirin ve memurun,
Uzunun ve kısanın,
Şişmanın ve zayıfın,
Zenginin ve fakirin,
Günahkarın ve günahsızın,
Akıllının ve delinin,
Cesurun ve korkağın,
Merdin ve namerdin,
Jüpiter’in ve Mars’ın,
Boynuzlu ve boynuzsuz koyunun,
Kurdun ve kuşun,
Börtünün ve böceğin, ………….
Velhasıl evrenin ve evrende yaratılmış olan her şeyin yaratıcısı ve sahibidir.
İster Allah, ister Huda, ister İlah, ister Yezdan, ister Tanrı, ister God, ister Rab,….. hangisi ile aracısız pulsuz yakarırsanız ulaşırsınız.
Yer yüzünde ne kadar dil varsa o dillerin her birinde mutlaka Yaratıcı anlamında kullanılan birden fazla kelime vardır.
Sanırım semavi dinlerin hemen hepsinde binlerce yıldır Allah (C.c)’ı yani Yaratıcı’yı sevmek mi yoksa O’ndan korkmak mı görüşleri mücadele içinde.
Kanaatimce insan yaptığı hatalardan ötürü Allah (C.c)'ın azabından korktuğu gibi O’nun merhametinden de ümit kesmemeli.
Çocukluğumdan beri hatırladığım; Allah’ın rahman, rahim, şefkat ve merhamet sıfatlarından çok azap, kahhar ve şiddet sıfatları ile korkutulduk.
Halen ebeveynlerin kızdıkları çocuklarına Allah’ın ismini vererek bela okuduğuna şahit oluyoruz,
Birçok insan Allah çarpsın, Allah’ın belası diyerek bela okur veya Allah belamı versin, ……. diyerek yemin eder,
İnsan onu halk eden Yaratıcısından neden korkar anlamış değilim.
Oysa dilimizde ne güzel deyimlerimiz var aslında;
Allah var gam yok, Allah’ın lütfu, Allah korusun, Allah’a emanet ol, Allah razı olsun, Allah yar ve yardımcın olsun, …
Yıllar önce yaz tatilinle okul harçlığını çıkarmak için Kartal Yakacık’ta bir lise inşaatında çalışıyordum. Muhtemelen şimdi vefat etmiş olan Güzel isminde işinin ehli çok iyi bir kalıp ustası vardı.
Kendisine Güzel Abi veya Güzel Usta diye hitap ederdik.
Gene aynı şantiyede Kerem isminde biri abi vardı.
Kerem Abi İstanbul’a henüz yeni gelmiş pırıl pırıl bir Anadolu delikanlısı. Bu arada Kerem Abi halen hayatta ve bazı sağlık problemleri yaşıyor. Acil şifalar diliyorum…
Güzel Abi’yi Kerem Abi dahil şantiyedeki herkes çok sever ve sayardı.
Güzel Abinin Kerem Abiye göre bir kusuru vardı alkol alması.
Güzel Abi eğer para bulabilirse hemen her akşam içerdi. Bende bir iki kez alkollü iken rastlamıştım.
Bir gün öğle molasında yemek yerken Kerem Abi Anadolu insanı saflığı ve birini günahtan azaptan kurtarma edası ile Güzel Abiye dilinin döndüğünce içkinin haram oluşundan ve kötülüğünden bahsederek Abi mükemmel bir insansın, işinin de hakkını veriyorsun gel şu mereti içme. Allah seni şöyle cezalandırır, böyle cezalandırır türünden telkinlerde bulundu.
Kerem Abi’yi sessizce dinleyen Güzel Abi;
Kerem; insanın çocuklarından birinde kötü bir haset olsa annesi babası onu sevmekten vaz geçer mi veya atar mı?
Hem ne biliyorsun “Allah u Teâlâ belki beni de gel buraya sarhoş kulum (evladım) diye sever” dedi.
Çocuk yaşımda o cevabın üzerine tüylerim diken diken olmuştu.
O günden sonra Allah’ın sevgisinin azabından fazla olduğuna kanaat getirdim ve o şekilde ümitle yaşamaya gayret ettim ve ediyorum.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri: “Harabat ehlini hor görme zakir, Defineye malik viraneler var.” demekte.
Bize düşen; aciz ve kul olduğumuzu unutmamak ve hadsizlik yaparak Allah'ın işine karışmamak.
Kim bilir bilmediğimiz hangi viranelerde ne hazineler saklıdır.
Azına sağlık mükemmel olmuş hocam selamlar