Tarih 24 Aralık 1995. Türkiye seçimde! Medya'nın tüm gücüyle yıpratmasına rağmen Refah Partisi %21.37 oy oranıyla sandıktan birinci parti çıktı.
28 Haziran 1996'da Refahyol Hükümeti kuruldu ve Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan oldu. Avrupa ve ABD telaşta! Zira telaşlanmakta haksız değillerdi. Siyonizm ve emperyalizm karşıtı bir başbakan vardı karşılarında. Hem de son derece zeki ve son derece ülkesini seven bir başbakan.
Peki Erbakan hükümetinde neler yapıldı, gelin bir kaçını sıralayalım. Bir yılda memurlara toplam %130 zam verildi. Üç ay gibi kısa bir sürede işçilere %102 zam yapıldı. Bir yılda memur emeklilerine %116 zam yapıldı. Bir yılda işçi emeklilerine %121 zam yapıldı. Bir yılda Bağkur emeklilerine %221 zam verildi. Burs verilen üniversite öğrenci sayısı iki katına çıkarıldı ve verilen bursta %300 artış sağlandı.
Tüm bunlar ülkede kurulan "Havuz sistemi" ile yapılmıştı. Ülke bu sistemle bir yandan ekonomisini güçlendirip dışa bağımlı olmaktan kurtuluyor, bir yandan da Ortadoğu'da süper güç olma yolunda ilerliyordu. Hatta bunun ilk adımı olarak Türkiye öncülüğünde D-8 kurulmuştu bile. Ortadoğu'da Batı'ya karşı yeni bir blok ABD'nin Ortadoğu'daki hesaplarını alt-üst ediyordu. Bu yüzden Siyonist İsrail, Haçlı emperyalizmi ve ABD; Erbakan hükümetini alaşağı etmek için tüm gücüyle saldırıya geçti.
Bu saldırı dıştan değil, içten yapıldı. Medyada her gün Acz-i Mendi'ler boy gösterilerek ülkede "Şeriat geliyor" paranoyası oluşturulmaya çalışıldı. Müslüm Gündüz'ler, Fadime Şahin'ler aynı yataklarda basıldı. Erbakan'ın, Başbakanlıkta cemaat liderlerine yemek vermesi de bu olaylara yağ sürdü. 30 Ocak 1997'de Sincan Belediyesi, “Kudüs Gecesi” düzenledi. İran büyükelçisi de bu geceye misafir edildi.
Tertiplenen bu özel gece çok eleştirildi. Çok geçmeden 5 Şubat 1997'de Sincan'da tanklar yürümeye başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya "İrtica, PKK'dan daha tehlikelidir" dedi. Hatta 11 Şubat'ta Ankara'da Şeriat'a karşı kadın yürüyüşü dahi düzenlendi. 28 Şubat'ta MGK düzenlendi. MGK'da laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgulandı. Erbakan'ın önüne çok ağır maddeler kondu. Erbakan ise; "MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağım" dedi ve imzalamadı. Hükümet üzerinde çok büyük baskılar oluşturuldu ve hükümet istifa etmek zorunda kaldı. Sonunda dış güçler hedeflerine ulaştı.
Daha sonra yeni hükümetler kuruldu, terörist başı Türkiye'ye teslim edildi, seçimler yapıldı, bankalar hortumlandı, ülke bir gecede %25 fakirleşti (anayasa kitapçığının Sezer tarafından Ecevit'e fırlatılması olayı) ve tüm bunlardan sonra muhtar bile olunamaz denilen Sayın Cumhurbaşkanımızın partisinin 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidara gelmesiyle Türkiye yeni bir sürece girdi. 15 Temmuz hain darbe girişiminin halk tarafından püskürtülmesiyle birlikte ise etkilerinin bin yıl süreceği söylenen 28 Şubat’ın tüm kirli izleri silindi.
Dr. Özgür AYDIN