Ülkemizi bekleyen bir seçim süreci var “yani savaş değil sadece bir seçim süreci” ve seçime artık sayılı günler kaldı. Hemen her yerde kıran kırana, oldukça hareketli ve bol vaatli geçen bir süreç.
2024 itibarıyla çoğunun varlığından bile haberdar olmadığımız Türkiye'de Maşallah 135 siyasi parti etkin durumdaymış. Fikirleri birbirinden farklı olan bu siyasi partilerin hepsi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre kurulmuş olup ülkeye hizmeti hedeflemektedirler. En azından parti tüzüklerine göre bu böyle.
Yüksek Seçim Kurulu yetkililerinin açıklamalarına göre bu 135 siyasi partinin sadece 36’sı 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere katılma yeterliliği sağlıyormuş.
Buradan da seçime katılma yeterliliği sağlayamayan diğer partilerin sadece birer tabela partisi hükmünde olduğu sonucu çıkıyor.
Bu arada muhtar bilgi sistemine göre 31 Mart’ta seçilecek muhtar sayısı 50 370’imiş. Muhtar aday sayısını tahmin bile edemiyorum
Fikirlerine katılmazsam da hangi partiden ve düşünceden olursa olsun belli bir duruşu olan,dürüst ve namuslu siyaset yapan insanları sever ve sayarım.
Geçmişten bugüne her görüşten ve siyasi partiden saygıdeğer gördüğüm tanıdık ve bildik hatta dosttum arkadaşım diyebileceğim insanlar oldu ve çok şükür gene varlar.
Her partide idealist insanlar olduğu kadar, fırıldak tipli kıblesiz pek çok insanında varlığına her dönem şahit oldum.
Türkiye sevdalısı biriyim.
Düşünceme göre fikri ve partisi ne olursa olsun bu ülke için doğru çivi çakan herkes değerlidir.
Hangi görüşten olursa olsun ülkenin bütünlüğünden yana olan Doğudan, Batıya, Kuzeyden, Güneye ülkemin bütün insanlarına hüsnü zanla bakarım ve hepsi benim için baş tacıdır.
Belli bir partiyi, ideolojiyi körü körüne savunan ve buralara angaje olmuş insanları sevmem ve genelde bu tür insanlara mesafeli dururum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kulaklarımıza küpe olası en sevdiğim sözlerinden biri "Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır" özdeyişidir.Dolayısı ile söylemlerden, vaatlerden çok eylemlere bakan biriyim.
Gönül isterdi ki bütün partilerde belediye başkanlığı ve meclis üyeliği listeleri belirlenirken “liyakat, dürüstlük, çalışkanlık ve emek”belirleyici unsurlar olaydı ama görünen o ki geçmiş seçimlerde olduğu gibi salt parası, dayısıveya aşireti olan epey aday var.
Birilerinin dayatma olarak dini ve siyasi telkinde bulunmasından nefret ederim.
Bana yapılmasını başkasına yapılmasını istemediğim içinde hayatım boyunca kimseye siyasi telkinlerde bulunmadım.
Ülkemizde çok şükür zaten herkes siyaseti, dini ve futbolu çok ama çok iyi biliyor onun için bulunsam da zaten kimsenin dinleyeceği deyok:
Siyasetle ilgilen veya herhangi bir partiden ayak olan gençlere ve kendini genç görenlere acizane birkaç tavsiyem olacak;
Hangi görüşten olursanız olun aşırı politize olmayın, karşınızdakilere empati gösterin, fikirlerine saygılı olun.
Safınız belli olsun ama herkesi kucaklayıcı olun.
Birilerine karşı; sevginde, övgünde ve eleştiride aşırıya gitmeyin.
Mazluma karşı olabildiğince mütevazı olun, zalime ve güçlüye karşı ise vakurlu bir duruş gösterin.
Siyaseten dostluğunuzda da düşmanlığınızda da mert olun. Varsın sizi siyaseten düşman olarakbileceklerse de “Mert Düşman” olarak bilsinler.
Gücün ve güçlünün karşısında asla eğilmeyin ve ezilmeyin.
Hep kendinizden bahsetmeyin ve kendiniziyücelteyim derken başkalarını küçültürseniz, onların seviyesine kendinizi indirgemiş olursunuz.
Bir şeyi isterken hakkınızda hayırlısı isteyin.
Gerektiğinde susun ama ille de konuşacaksanızher sözünüz doğru olsun.
Olaylar karşısında sakinliğinizi ve ağırlığınızı muhafaza edin ve mutedil olun.
Bir mevki, makam uğruna sakın kimseyi satmayın.
Her daim elif gibi dosdoğru olmaya gayret et.
Siyaset uzun soluklu bir yoldur, haliyle birazda parti içi çekememezliktir, kıskançtır, kalleştir ve yerine göre iftiradır onun için sabırlı olun.
Zaman içinde er veya geç sizin olan size gelecektir…
Aristoteles (Aristo); taaa Milattan önce 4. yüzyılda “Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız zira; siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam ederken; siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız.” demekle ne de doğru söylemiş.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu; “Seçimler kavga aracı olmasın. Sel gider kumu kalır. Bu seçimde gidecek ama siz akraba olarak komşu olarak kalacaksınız” diyordu.
Seçimler bitecek elbette bu seçiminde kazananları ve kaybedenleri, sevinenleri ve üzülenleri olacak.
Biz aynı köyü, mahalleyi, semti, caddeyi, sokağıveya apartmanı birlikte paylaşanlar gene biz bize kalacağız.
Birbirimizin acısına tatlısına, iyi gününe kötü gününe, sevincine tasasına ortak olmaya gene devam edeceğiz.
İnşallah bu seçimi de kazasız belasız atlatacağız ve kazanan her zamanki gibi gene Türkiye olacaktır…
Elinize, yüreğinize sağlık Nurettin Hocam. Bizim gibi ülkelerde seçimler, maalesef kişisel menfaat ve ihtiraslar yüzünden kardeş, kardeşi vurabiliyor. Umarım bu seçim, herkesin hür iradesini serbestçe sandığa yansıtabildiği bir olgunlukta geçer.